Peşin peşin uyarıda bulunayım, bugünkü yazı konumuzun amme alacaklarının tahsiliyle bir alakası yok; hani başlığa bakıp da öyle bir yanılgıya düşmeyelim. İdareye Başvurmadan İcra sonrası Feysbuk’da okuyucu “Özgür TÜRKEŞ’i de bundan sonra okunmayacak yazarlar listeme ekledim bu roman türündeki deneme yazısından dolayı; böyle başlık atarak okuyucu kandırılmaz”.
Anlaşılan o ki okuyucu başlığımızı görmüş, kendisine idareye başvurmadan icra yoluna gidebileceğinin sırrını vereceğimizi düşünmüş. Aslında vermiştik de; pozitif hukuka aykırı bu düzenleme diyoruz. Ha sen dilekçe arıyorsan bununla ilgili, takdir edersin ki her olay için farklı bir mukteza gerekli, özelden başvuracaksın Vekilsiz Bireysel Başvuru için.
Yıllardır yazdık Borçlu Olmadığın Parayı Ödemek durumunda kalmamak için git PTT’ye, hatta gitmene de gerek yok, e-devlet üzerinden başvur, elektronik tebligata geç, kurtul diye. Fakat kaderimiz olan coğrafyayı unutmuşuz. Bizde her şey mevzuat üzerinde mükemmel, en güzel kanunlar bizde, lakin uygulamada iş Arapsaçına dönüyor. Bakın başıma ne geldi.
Sigortasız İşçinin Ödenmeyen Hakedişi benzeri bir durum için SGK’dan aradılar. Randevulaştık, gideceğim, biz şimdi usulen de size bir tebligat çıkaracağız, adresiniz Türkali Mahallesi idi, değil mi?
Hanımefendiciğim evet lakin ben e-tebligat sistemine tabiyim, UETS adresime göndereceksiniz, hani sonradan usulsüz tebligat filan olmasın, size sıkıntı çıkmasın.
Vallahi bilemiyorum, ben burada hangi adresi görüyorsam, oraya göndereceğim, bilemiyorum detayları.
Dedim sen bilemezsen bile PTT bilir, bana o çağrıyı gönderdiğinde otomatik olarak UETS’me gönderir, neyse. Onayladığım sözleşme öyleydi çünkü. Fakat birkaç gün sonra bakıyorum kapıda, tebligatınız var, muhtara bıraktık. Diyorum herhalde bunlar klasik usulle gönderdiler pullu mullu, o yüzden sisteme düşmedi. Ya da bu çağrı resmi anlamda hüküm doğurmuyor, prosedür gereği. Neyse dedim, çok üstünde durmadım.
Epey geçti üzerinden bu olayın. Biz görüşmelerimizi de yaptık yüz yüze SGK ile, mahkemenin istediği evrakı da gönderdiler, unuttum gittim zaten ben bu olayı. Geçenlerde tesadüfen sevgili muhtarım Dilber ÖZTÜRK’ün oradan geçiyordum, bir uğrayayım, çayını içeyim dedim.
Çıkardı verdi o tebligatı da. Bir baktım, yo öyle klasik sistemle filan değil, hani nasıl biz UYAP kullanıyoruz ya, diğer kamu kurumları Evrak Yönetim Sistemi mi, Dokuman Yönetim Sistemi mi ne, benzeri bir şey kullanıyor, aynen böyle barkodlu, e-devlet’te görebiliyorsun, ondan yani. Velhasıl SGK bilgisayardan tıklayıp gönder dediğinde UETS’ye düşmesi gerekirdi.
Usulsüz tebligat yapmışlar sana dedi muhtar.
Aslında o tebligat yok hükmünde de, şimdi senle doktrinsel tartışmaya girecek halim yok. Benim kafa eğer bir resmi kurum böyle bir tebligatı çıkarabilmişse ya icra dairesi de aynısını yaparsa? Yaptı biri bana ilamsız takip, UETS var diye kafam rahat, sonra takip kesinleşti. Evet, eninde sonunda haklılığımı ispat ederim, tebligat yok hükmünde ama tahsilat gerçekleşirse ben nasıl geri alacağım paramı hani Borca Batık Şirketten Tahsilat hesabı (ya da usulsüz tebligat olsun sizin ve Yargıtay’ın hatırı için. Vallahi hiç tartışacak halim yok).
Diğer muhtarlar böyle whatsapp grupları oluşturuyor, sen de yapsan, bina yöneticisine göndersen, o da bize gönderse? Gene aynı ilçe fakat farklı mahalledeki muhtar bırak böyle yanına gittiğinde sormadan evrakı çıkartmayı, tebligat fişin yoksa sana postanı bile veremiyordu ben nerden bulacağım diye. Bizimki tek tek deftere yazıyor ama ben de kendimi kurtarmayı düşünüyorum.
Yo dedi, o işe giremem, sonra adam tebligat tarihini benim ona mesaj attığım tarih olarak kabul ediyor, çok sıkıntı çıkıyor.
E nasıl çözeceğiz bu işi Sevgili Dilberciğim hani iyi yönetişim ilkesi gereği?
Sana haber veririm postan geldiğinde, gelir alırsın, içeriğini göndermem.
Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz. Öbür türlü bir de bina yöneticisinin göndermesini bekleyecektik, harika oldu bu çözüm.
Ama yazık değil mi ya, tek tek kaç kişiyle uğraşacak muhtar, madem çıkardın böyle e-tebligat diye bir sistem, düzgün işletsene.
Yani, ezcümle, güvenmeyin efendim e-tebligattayım diye, unutmayın, coğrafya kaderdir, sımsıkı sarılın muhtarınıza.
Peşin peşin uyarıda bulunayım, bugünkü yazı konumuzun amme alacaklarının tahsiliyle bir alakası yok; hani başlığa bakıp da öyle bir yanılgıya düşmeyelim. İdareye Başvurmadan İcra sonrası Feysbuk’da okuyucu “Özgür TÜRKEŞ’i de bundan sonra okunmayacak yazarlar listeme ekledim bu roman türündeki deneme yazısından dolayı; böyle başlık atarak okuyucu kandırılmaz”.
Anlaşılan o ki okuyucu başlığımızı görmüş, kendisine idareye başvurmadan icra yoluna gidebileceğinin sırrını vereceğimizi düşünmüş. Aslında vermiştik de; pozitif hukuka aykırı bu düzenleme diyoruz. Ha sen dilekçe arıyorsan bununla ilgili, takdir edersin ki her olay için farklı bir mukteza gerekli, özelden başvuracaksın Vekilsiz Bireysel Başvuru için.
Yıllardır yazdık Borçlu Olmadığın Parayı Ödemek durumunda kalmamak için git PTT’ye, hatta gitmene de gerek yok, e-devlet üzerinden başvur, elektronik tebligata geç, kurtul diye. Fakat kaderimiz olan coğrafyayı unutmuşuz. Bizde her şey mevzuat üzerinde mükemmel, en güzel kanunlar bizde, lakin uygulamada iş Arapsaçına dönüyor. Bakın başıma ne geldi.
Sigortasız İşçinin Ödenmeyen Hakedişi benzeri bir durum için SGK’dan aradılar. Randevulaştık, gideceğim, biz şimdi usulen de size bir tebligat çıkaracağız, adresiniz Türkali Mahallesi idi, değil mi?
Hanımefendiciğim evet lakin ben e-tebligat sistemine tabiyim, UETS adresime göndereceksiniz, hani sonradan usulsüz tebligat filan olmasın, size sıkıntı çıkmasın.
Vallahi bilemiyorum, ben burada hangi adresi görüyorsam, oraya göndereceğim, bilemiyorum detayları.
Dedim sen bilemezsen bile PTT bilir, bana o çağrıyı gönderdiğinde otomatik olarak UETS’me gönderir, neyse. Onayladığım sözleşme öyleydi çünkü. Fakat birkaç gün sonra bakıyorum kapıda, tebligatınız var, muhtara bıraktık. Diyorum herhalde bunlar klasik usulle gönderdiler pullu mullu, o yüzden sisteme düşmedi. Ya da bu çağrı resmi anlamda hüküm doğurmuyor, prosedür gereği. Neyse dedim, çok üstünde durmadım.
Epey geçti üzerinden bu olayın. Biz görüşmelerimizi de yaptık yüz yüze SGK ile, mahkemenin istediği evrakı da gönderdiler, unuttum gittim zaten ben bu olayı. Geçenlerde tesadüfen sevgili muhtarım Dilber ÖZTÜRK’ün oradan geçiyordum, bir uğrayayım, çayını içeyim dedim.
Çıkardı verdi o tebligatı da. Bir baktım, yo öyle klasik sistemle filan değil, hani nasıl biz UYAP kullanıyoruz ya, diğer kamu kurumları Evrak Yönetim Sistemi mi, Dokuman Yönetim Sistemi mi ne, benzeri bir şey kullanıyor, aynen böyle barkodlu, e-devlet’te görebiliyorsun, ondan yani. Velhasıl SGK bilgisayardan tıklayıp gönder dediğinde UETS’ye düşmesi gerekirdi.
Usulsüz tebligat yapmışlar sana dedi muhtar.
Aslında o tebligat yok hükmünde de, şimdi senle doktrinsel tartışmaya girecek halim yok. Benim kafa eğer bir resmi kurum böyle bir tebligatı çıkarabilmişse ya icra dairesi de aynısını yaparsa? Yaptı biri bana ilamsız takip, UETS var diye kafam rahat, sonra takip kesinleşti. Evet, eninde sonunda haklılığımı ispat ederim, tebligat yok hükmünde ama tahsilat gerçekleşirse ben nasıl geri alacağım paramı hani Borca Batık Şirketten Tahsilat hesabı (ya da usulsüz tebligat olsun sizin ve Yargıtay’ın hatırı için. Vallahi hiç tartışacak halim yok).
Diğer muhtarlar böyle whatsapp grupları oluşturuyor, sen de yapsan, bina yöneticisine göndersen, o da bize gönderse? Gene aynı ilçe fakat farklı mahalledeki muhtar bırak böyle yanına gittiğinde sormadan evrakı çıkartmayı, tebligat fişin yoksa sana postanı bile veremiyordu ben nerden bulacağım diye. Bizimki tek tek deftere yazıyor ama ben de kendimi kurtarmayı düşünüyorum.
Yo dedi, o işe giremem, sonra adam tebligat tarihini benim ona mesaj attığım tarih olarak kabul ediyor, çok sıkıntı çıkıyor.
E nasıl çözeceğiz bu işi Sevgili Dilberciğim hani iyi yönetişim ilkesi gereği?
Sana haber veririm postan geldiğinde, gelir alırsın, içeriğini göndermem.
Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz. Öbür türlü bir de bina yöneticisinin göndermesini bekleyecektik, harika oldu bu çözüm.
Ama yazık değil mi ya, tek tek kaç kişiyle uğraşacak muhtar, madem çıkardın böyle e-tebligat diye bir sistem, düzgün işletsene.
Yani, ezcümle, güvenmeyin efendim e-tebligattayım diye, unutmayın, coğrafya kaderdir, sımsıkı sarılın muhtarınıza. Hukuki Haber
Haberin Alıntılandığı Kaynak: www.hukukihaber.net