Avukat Cem Çağdaş Başbay ve avukat İsmail Can tarafından İzmir ilinde hayatı felç eden Disk/Genel-iş Sendikası 1,2,3 ve 9 No’lu şubelerin aldıkları grev kararının kanunsuz olduğu ve grev hakkının kötüye kullanıldığı gerekçesiyle devam eden grevin durdurulması için İzmir 4. İş Mahkemesinde dava açıldı.
“GREV KARARI ANAYASAYA AYKIRI”
Hukuki Haber’e konuşan Avukat Cem Çağdaş Başbay; “Şehir içi toplu ulaşım hizmetleri Büyükşehir Belediyesi tarafından veyahut Büyükşehir Belediyesinin imtiyaz verdiği gerçek ve tüzel kişilere verilebilmektedir. Dolayısıyla toplu taşıma hizmetini vatandaşlar yalnızca Belediyelerden veya yetkilendirdiği gerçek ve tüzel kişilerden alabilmektedir. Alternatifi olmayan bir hizmete ilişkin olarak grev kararı verilmesi vatandaşların Türkiye Cumhuriyeti Anayasası tarafından güvence altına alınmış olan haklarını ihlal etmektedir. Nitekim 29.05.2025 ve 30.05.2025 tarihleri arasında gerçekleştirilen ve halen devam eden grev sebebiyle vatandaşlar işlerine gidememiş, yevmiyeleri kesilmiştir.
Yine aynı şekilde hastalar yollarda kalmış, haftalardır bekledikleri doktor randevularına yetişememiş vatandaşların sağlık hizmetlerinden yararlanmasına doğrudan veya dolaylı olarak da olsa engel olunmuştur.
Öğrenciler ise okullarına ve sınavlarına gidememiş, eğitim ve öğretim haklarına doğrudan veya dolaylı da olsa engel olunmuştur.
TOPLUMSAL ZARAR
Son olarak grev sebebiyle yolların kapatıldığı, yukarıda yer alan zararlar da nazara alındığında İzmirli yurttaşların toplumsal olarak zarara uğradığı açıktır. Grev ancak işverene karşı yapılırsa hukuki anlam taşır. Vatandaşların ulaşım, eğitim, seyahat ve sağlık haklarına zarar veren grevlerin hukuka uygun olduğundan bahsedilmesi mümkün değildir. Nitekim daha önceki grevlerde çöp toplamama, trafiğin düzenlenmesine yönelik görevlerin yerine getirilmemesi (çalışmayan trafik lambalarına grev sebebiyle müdahale edilmemesi vb.) fiillerle toplum sağlığı ve trafik güvenliğinin tehlikeye atıldığı da unutulmamalıdır.
Öyle ki: 2822 sayılı TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ, GREV VE LOKAVT KANUNU’nun 29’uncu maddesinin 5. bendinde “Kamu kuruluşlarınca yürütülen itfaiye, sehiriçi deniz, kara ve demiryolu ve diğer raylı toplu yolcu ulaştırma hizmetlerinde” grev yasağı bulunduğu halde bu hükme riayet edilmemesi de yapılan bu grevin kanunsuz olduğunu göstermektedir.
İzmir halkı sahipsiz olmadığı gibi kanuna ve hukuka aykırı olan bu grev sebebiyle uğradıkları zararı talep etmeleri mümkündür. Zira 2577 sayılı Kanunun 2. Maddesinde yer alan “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” ile 6356 sayılı Kanunun 64’üncü maddesinde yer “Grev esnasında greve karar veren sendikanın kusurlu hareketi sonucu grev uygulanan işyerinde neden olunan maddi zarardan sendika sorumludur” ilkesi uyarınca sorumluların tespiti önem arz etmektedir. Açtığımız iş bu dava işine gidemeyen çalışanların, okuluna ulaşamayan öğrencilerin, sağlığı ihlal edilen hastaların ve her seferinde ihmal edilen İzmir Halkının haklarını korumak ve sorumluların tespiti amacıyla yapılmış bir başvurudur.” dedi.
Dava dilekçesi şöyle;
İZMİR ( ). İŞ MAHKEMESİNE
İHTİYATİ TEDBİR TALEPLİDİR
DAVACI : Cem Çağdaş BAŞBAY
VEKİLİ : Av. İsmail CAN
İHBAR OLUNAN :
1- İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
2- İZENERJİ İNSAN KAYNAKLARI TEMİZLİK BAKIM ONARIM ENERJİ GÜVENLİK HİZMETLERİ İLAÇLAMA VE TURİZM SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ
3- İZELMAN GENEL HİZMET OTOPARK ÖZEL EĞİTİM DANIŞMANLIK İTFAİYE VE SAĞLIK HİZMETLERİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ
4 – İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ESHOT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
DAVALI : DİSK GENEL İŞ SENDİKASI
KONU : 29.05.2025 Tarihinde Başlatılan Kanuna Aykırı ve Grev Hakkının Kötüye Kullanılması Yasağı Kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde ve Belediye ile İştirakleri Kapsamında Davalı Sendikaya Ait 1,2,3 ve 9 No’lu Şubelerin Aldıkları Grev Kararının DURDURULMASI İle Var ise Kolluk Tarafından Tutulan Olay Tutanakları, Kapatılan Yollar, Geçici Engellenen Bulvarların Tespit Tutanakları Celb Edilmesi Suretiyle Grev Sırasında Meydana Gelen Zararlar Hakkında Sorumluların Tespiti TALEBİDİR.
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde yaşamakta olup; harç ve vergi ödemek suretiyle belediye personellerinin maaşlarının ödenmesine katkıda bulunmaktadır.
Yine aynı şekilde müvekkil, belediye hizmetlerinden yararlanmakta olup, bu hizmetlerin yerine getirilmemesi durumunda ise doğrudan menfaati ihlal edilmektedir. Nitekim özel hukukta “hak”, korunması gereken hukuki menfaat olduğundan Belediye hizmetlerinden yararlanan müvekkilin iş bu davayı açmakta hukuki yararı olduğu kabul edilmelidir.
Nitekim toplu ulaşım hizmetleri 5393 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7. maddesinin “f” bendinde Büyükşehir Belediyesinin görevleri arasında sayılmış, aynı kanunun ek 2. maddesinde “Büyükşehir belediyesi sınırlarına giren belediyelerin, kanunların verdiği yetkiye dayanarak yürütmekte oldukları toplu taşıma ve ulaşım hizmetlerinin, gerçek ve tüzel kişilere yaptırılması amacıyla verilen ruhsat, imtiyaz sözleşmesi ve ulaşım araçları kira sözleşmesi, ruhsatta öngörülen süre ve sahip oldukları hat güzergâhı ile sınırlı olmak şartıyla herhangi bir işleme gerek kalmaksızın büyükşehir belediyesi toplu taşıma ve ulaşım sistemine dahil edilir” denmek suretiyle toplu ulaşımının Büyükşehir Belediyesinin tekelinde olduğu kabul edilmiştir.
Bu itibarla Büyükşehir Belediyesinin tekeli haline gelen toplu ulaşım hizmetlerinin verilmemesi, doğrudan vatandaşların menfaatlerini ihlal etmektedir. Belediyenin imtiyaz sahibi olduğu şehir içi toplu ulaşımın başka bir kurum veya kuruluşlardan alınmasının mümkün olmaması da işbu kanuna ve hukuka aykırı olarak alınan ve uygulamaya geçilen 29.05.2025 grev kararına karşı dava açma hakkımızın bulunduğu anlamına gelmektedir. Nitekim T.C. Anayasasının 36. Maddesinde “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz” diyerek, işbu davayı açma yetkimizi T.C. Anayasasından aldığımızı belirtiriz.
Bu itibarla İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde alınan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından verilen hizmetlerin aksatılmasına neden olan 29.05.2025 tarihli grev kararına karşı Sayın Mahkemenize başvurma zarureti doğmuştur. Şöyle ki;
İŞBU GREV KANUNSUZDUR.
1- 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu 60. maddesinde grev kararının ne şekilde alınacağı düzenlenmiştir. İlgili kanun maddesinde “Grev kararı, 50 nci maddenin beşinci fıkrasında belirtilen uyuşmazlık tutanağının tebliği tarihinden itibaren altmış gün içinde alınabilir ve bu süre içerisinde altı iş günü önceden karşı tarafa bildirilecek tarihte uygulamaya konulabilir. Bu süre içerisinde, grev kararının alınmaması veya uygulanacağı tarihin karşı tarafa bildirilmemesi hâlinde toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi düşer. Uyuşmazlığın tarafı olan işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren, grev kararının kendisine tebliğinden itibaren altmış gün içinde lokavt kararı alabilir ve bu süre içerisinde altı iş günü önceden karşı tarafa bildirilecek tarihte uygulamaya koyabilir. Grev ve lokavt kararları, kararı alan tarafça işyeri veya işyerlerinde derhâl ilan edilir. Bildirilen tarihte başlamayan grev hakkı veya lokavt düşer. Süresi içinde grev kararı uygulamaya konulmamışsa ve alınmış bir lokavt kararı da yoksa veya lokavt da süresi içinde uygulamaya konulmamışsa yetki belgesinin hükmü kalmaz. Grev ve lokavt kararlarının uygulanacağı tarih, kararı alan tarafça karşı tarafa tebliğ edilmek üzere notere ve bir örneği de görevli makama tevdi edilir. Uygulama tarihi, kararı alan tarafça ayrıca işyeri veya işyerlerinde derhâl ilan edilir. Kanuni grev kararı alınan bir uyuşmazlıkta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı uyuşmazlığın çözümü için bizzat arabuluculuk yapabileceği gibi bir kişiyi de arabulucu olarak görevlendirebilir.” hükmüne yer verilmiştir. İşbu hükümlere davalı tarafından uyulmamış olup işbu grev kanunsuz hale gelmiştir.
2- 6356 sayılı yasanın 71. Maddesinde ise “Taraflardan her biri, karar verilen veya uygulanmakta olan bir grev veya lokavtın kanun dışı olup olmadığının tespitini mahkemeden her zaman talep edebilir. Mahkeme bir ay içinde karar verir. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/36 md.) Karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kesin olarak karar verir. Verilecek karar, tarafları, işçi ve işveren sendikasının üyelerini bağlar ve ceza davaları için kesin delil teşkil eder. Hâkim tedbir olarak dava konusu grev veya lokavtın durdurulmasına karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
3- Bununla birlikte 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 29. Maddesi;
“Aşağıdaki işlerde GREV VE LOKAVT YAPILAMAZ:
1.Can ve mal kurtarma işlerinde,
2.Cenaze ve tekfin işlerinde,
3.Su, elektrik, havagazı, kömür, tabil gaz ve petrol sondajı, üretimi, tasfiyesi ve dağıtımı işlerinde.
4.Banka ve noterlik hizmetlerinde,
5.KAMU KURULUŞLARINCA YÜRÜTÜLENİTFAİYE, TEMİZLİK İŞLERİ İLE ŞEHİR İÇİ DENİZ, KARA VE DEMİRYOLU VE DİĞER RAYLI TOPLU YOLCU ULAŞTIRMA HİZMETLERİNDE.” hükmünü düzenlemektedir.
4- Ancak davalı tarafından, kanun açık emredici hükmü açıkça çiğnenmekte ve kanunsuz olarak grev kararı verilmiştir. TOPLU TAŞIMA HİZMETLERİNDE GREV KARARI VERİLEMEZ. İŞBU GREV KANUNSUZDUR. ULAŞIM GREV YASAĞI KAPSAMINDADIR.
5- DAVALI SENDİKA TARAFINDAN 29.05.2025 TARİHİNDE ALINAN GREV KARARI KANUNSUZ OLUP; İŞ BU KANUNSUZLUĞUN TESPİTİNİ TALEP EDERİZ.
İŞBU GREV KARARININ KANUNA UYGUN OLDUĞU KANAATİ HASIL OLSA DAHİ GREV HAKKI KÖTÜYE KULLANILMAKTADIR.
6- Tarafımızca yukarıda belirtildiği üzere toplu taşıma hak ve yükümlülüğü Büyükşehir Belediyesinin tekelinde olan bir hizmettir. Bu hizmetin hiç veya yeteri kadar verilmemesi T.C. Anayasasının 2. Maddesinde yer alan “sosyal devlet” ilkesine, 5. Maddesinde yer alan “Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak olduğuna dair devletin amacına, 15. Maddesinde yer alan temel hak ve hürriyetlerin yalnızca Savaş, seferberlik (…)[10] veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilileceğine” başka bir şekilde sınırlamayacağı dair hükmüne yine Anayasanın 23. Maddesinde yer alan “yerleşme ve seyahat hürriyetine” 42. Maddesinde yer alan eğitim ve öğretim hakkına ulaşılmasına aykırı olacaktır.
7- Davalı sendika tarafından vatandaşların TOPLU ULAŞIM VE BELEDİYE HİZMETLERİNDEN YARARLANMASI işbu kanunsuz grev ile engellenmektedir. Dolayısıyla T.C. Anayasası ve İzmir ilinde yaşayan vatandaşların en temel T.C. Anayasasında koruma altına en temel hakları davalı sendika tarafından ayaklar altına alınmaktadır.
8- Nitekim Belediye hizmetlerinin tekel haline geldiği bir durumda grev hakkından söz edilmesi mümkün değildir. HİÇBİR GREV, VATANDAŞLARIN KAMU HİZMETLERİNDEN FAYDALANMASINI ENGELLEYİCİ OLAMAYACAĞI GİBİ TEMEL HAK ÖZGÜRLÜKLERİ DE İHLAL ETME AMACI TAŞIMAMALIDIR.
9- Nitekim kanun koyucu tarafından 6356 sayılı yasanın 72. maddesinde “Taraflardan birinin veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının başvurusu üzerine mahkemece, grev hakkı veya lokavtın iyi niyet kurallarına aykırı tarzda TOPLUM ZARARINA VEYA MİLLÎ SERVETE ZARAR VERECEK ŞEKİLDE KULLANILDIĞININ tespit edilmesi hâlinde, uygulanmakta olan grev veya lokavtın DURDURULMASINA karar verileceği” düzenlenmiştir.
VATANDAŞLAR İŞLERİNE GİDEMEMİŞTİR. BU SEBEPLE İŞE GİDEMEYEN VATANDAŞLARIN ZARARINI BELEDİYE VE İŞVEREN SENDİKASININ 6396 SAYILI KANUN KAPSAMINDA KARŞILAMASI GEREKMEKTEDİR
10- Yapılan bu kanunsuz ve hukuksuz grev sebebiyle vatandaşlar işlerine gidememiş ve işe gidemeyen veya geç kalan vatandaşların yevmiyelerinden kesilmiştir. Vatandaşların ekmeğiyle oynayan sendikanın ve bu duruma sebep olan belediye ile iştiraklerinin iş bu zararı 6396 sayılı Kanunun 64. Maddesinde yer alan “Grev esnasında greve karar veren sendikanın kusurlu hareketi sonucu grev uygulanan işyerinde neden olunan maddi zarardan sendika sorumludur” hükmü uyarınca karşılamaları gerekmektedir. İş bu sebeple Sayın Mahkemenizce sorumluların tespit edilmesini talep ederiz.
(https://www.milliyet.com.tr/gundem/izmirde-grev-2-gununde-vatandas-durakta-araclar-yolda-bekliyor7381331)
VATANDAŞLARIN SAĞLIK HİZMETLERİNE ERİŞMELERİ AYLARDIR BEKLEDİKLERİ DOKTOR RANDEVULARINA ULAŞMALARI SENDİKA TARAFINDAN ENGELLENMİŞTİR.
11- Yapılan bu kanunsuz ve hukuksuz grev sebebiyle doktor randevusu olan vatandaşlar randevularına gidememişlerdir. Vatandaşların sağlığı oynayan sendikanın ve bu duruma sebep olan belediye ile iştiraklerinin iş bu zararı 6396 sayılı Kanunun 64. Maddesinde yer alan “Grev esnasında greve karar veren sendikanın kusurlu hareketi sonucu grev uygulanan işyerinde neden olunan maddi zarardan sendika sorumludur” hükmü uyarınca karşılamaları gerekmektedir. İşbu sebeple Sayın Mahkemenizce sorumluların tespit edilmesini talep ederiz.
ÖĞRENCİLERİN SINAV HAFTASINA HAZIRLANMALARI ENGELLENMİŞTİR
12- Eğitim ve öğretim hakkına T.C. Anaysasının 42. Maddesinde yer verilmiş ve “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Yapılan kanunsuz ve hukuksuz grev sebebiyle öğrenciler okullarına ulaşamamış sınavlarına yetişememiştir. Gençlerin 1 yıllık öğrenim hakkına ilişkim kayba sebep olabilecek niteliktedir. Sendikaların sorumsuz olmaması gerektiğinden ve vatandaşlara karşı da sorumlulukları bulunduğundan öğrencilerin kaderleriyle oynayan işbu kanunsuz ve hukuksuz greve ilişkin olarak sorumluların tespitini talep ederiz.
YAPILAN BU KANUNSUZ VE HUKUKSUZ GREVE DERHA SON VERİLMELİDİR. ZİRA TRAFİK GÜVENLİĞİ TEHLİKEYE ATILMAKTADIR
13- İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde daha önce 7 Ocak tarihinde yapılan kanunsuz grevde yine aynı sıkıntılar ortaya çıkmış vatandaşlar mağdur edilmiştir. ÖYLE Kİ; BOZULAN TRAFİK IŞIKLARINA İLGİLİ TARİHTE GREV BAHANESİ İLE MÜDAHALE DAHİ EDİLMEMİŞTİR. BU DURUM TRAFİK GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE DÜŞÜRMÜŞTÜR. VATANDANDAŞLARIN TRAFİKTE CAN VE MAL GÜVENLİĞİ TEHLİKEYE ATILMIŞTIR. SENDİKANIN YAPTIĞI BU GREVLER TRAFİK GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE ATMAKTADIR.
AÇIK KAYNAKLARDAN VE BASINA YANSIDIĞI KADARIYLA İŞBU KANUNSUZ GREV TOPLUMA VE MİLLİ SERVETE ZARAR VERDİĞİNDEN İVEDİLİKLE İHTİYATİ TEDBİR YOLU İLE DURDURULMASI GEREKMEKTEDİR
14- 29.05.2025 tarihinde davalı tarafından başlatılan kanunsuz grev nedeniyle basına ve sosyal medyada yer alan açık kaynaklara, grev nedeniyle birçok toplumsal zarara sebep olunduğu yansımaktadır.
15- Öyle ki; greve katılan sendika işçileri İzmir’in can damarlarından olan Konak ilçesi ve Fevzi Paşa Bulvarında, toplu taşıma hizmetlerinin ve ekonomik faaliyetlerin en yoğun olduğu bölgelerde, yol kesmek, trafik engellemek, insanların işlerine, öğrencilerin okullarına gitmesine engel olmaktadır.
16- Yine bugün basına yansıyan bir diğer haberlerde bir çok yolun kapatıldığı belirtilmiştir.
17- Bazı çalışılan kurumlarda ise greve katılanların yolları kapatarak işçilerin çalışmasına engel olunduğuna dair açık bir takım duyumlar alınmaktadır. Oysa ki; 6396 sayılı kanunun 64. Maddesinde “greve katılan işçilerin hiç bir şekilde engellenemeyeceği” belirtilmiştir. Aldığımız duyumlar arasında bir takım işçilerin greve katılmak için zorlandığı işyerine giriş ve çıkışlara engel konulduğu sosyal medya paylaşımlarında yer almaktadır.
OYSA Kİ; 6396 sayılı yasanın 64’üncü maddesinde “….Greve katılan işçiler ile lokavta maruz kalan işçiler işyerinden ayrılmak zorundadır. Greve katılmayan veya katılmaktan vazgeçenlerin işyerinde çalışmaları hiçbir şekilde engellenemez. Ancak, işveren bu işçileri çalıştırıp çalıştırmamakta serbesttir.
Greve katılan veya lokavta maruz kalan işçilerin işyerine giriş çıkışı engellemeleri yasak” olduğu halde işyerine giriş ve çıkışı engelleyecek şekilde eylemler yapıldığı da görülmektedir.
18- Açıkça görülmektedir ki; davalı tarafından başlatılan bu haksız, hukuka ve kanuna aykırı bu grev nedeniyle; grev destekçileri hiçbir hukuki ve haklı dayanakları olmaksızın yolları kapatmakta, bulvarlardan geçişi engellemektedir. Hasta yakınları hastalarını hastaneye ulaştıramamakta, öğrenciler okullarına, insanlar işlerine vaktinde gidememektedir. Davalı tarafından başlatılan işbu grev yüzünden toplum, ekonomi ve milli servetin zarar gördüğü izahtan varestedir.
19- Tüm bu nedenlerle; açıkça toplumsal ve ekonomik olarak geri dönüşü olmayan zararlara neden olan ve devam etmesi durumunda bu zararın artarak devam edeceği sabit olan, kanunsuz grevin İVEDİLİKLE TEDBİREN DURDURULMASI, MEYDANA GELEN ZARARIN SORUMLULARININ TESPİT EDİLMESİ ve İŞBU DAVANIN İLGİLİLERE İHBAR EDİLMESİ talebiyle işbu davayı açma zorunluluğu hasıl olmuştur.
HUKUKİ NEDENLER : İş Kanunu, 6356 sayılı Kanun, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu, Anasaya vesair ilgili mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER : Basın görüntüleri, haberler, kolluk tutanakları, kamera kaydı görüntüleri, ikamesi mümkün her türlü yasal delil.
SONUÇ ve İSTEM : Yukarıda arz edilen ve re’sen gözetilecek nedenlerle;
1- İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu 29/5. Maddesi Uyarınca davanın KABULÜ ile KANUNSUZ GREVİN TEDBİREN DURDURULMASINA,
2- Davanın İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzelman, İzenerji, Eshot Genel Müdürlüğüne İHBARINA,
3- Kolluk Birimlerine müzekkere yazılara tutulan olay tutanakları, kapatılan yollar, engellenen bulvarların tespit tutanaklarının CELBİNE
4- Grev sırasında meydana gelen zararlar hakkında SORUMLULARIN TESPİTİNE,
5- Tüm yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekâle arz ve talep ederiz. 30.05.2025
Davacı vekili
Av. İsmail CAN
İzmir’de hayatı felç eden Disk/Genel-iş Sendikası grev kararının kanunsuz olduğu ve grev hakkının kötüye kullanıldığı gerekçesiyle grevin durdurulması için dava açıldı. Hukuki Haber