Özet:
Bu çalışmada, mevcut yasal düzenleme uyarınca, bir soruşturma veya kovuşturmanın herhangi bir işleminin veya aşamasının, basın yayın araçları yoluyla yayınlanmasının mümkün olup olmadığı ile soruşturma ya da kovuşturmanın hangi hallerinde ses veya görüntünün alınabileceği ele alınmıştır.
Kural olarak, adliye binası içerisinde ve duruşma başladıktan sonra duruşma salonunda veya adliye dışındaki duruşma ve keşif gibi diğer adlî işlemlerin icrasında her türlü sesli veya görüntülü kayıt veya nakil olanağı sağlayan aletler kullanılamaz. İlgili mevzuatın belirttiği hallerde ise ses veya görüntü kaydı alınabilir ancak bunlar, yayınlanması için değil dosyasında delil olarak saklanmasına yönelik olup başka amaçla kullanılamaz.
İlgili Mevzuat:
Temel olarak bu çalışma konumuzla ilgili mevzuat maddeleri aşağıda gösterildikten sonra, ses veya görüntü alınması ile ilgili diğer maddeler de ayrıca liste halinde belirtilmiştir. Son olarak da belirtilen maddelere aykırılık halindeki ceza hükümleri gösterilmiştir.
A) Bu çalışma konumuzun temeli ilgili mevzuat maddeleri aşağıda gösterilmiştir:
1) Konunun temel hali, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK’nın) 183. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre ses ve görüntü alıcı aletlerin kullanılması yasağını düzenleyen 183. maddeye göre iki istisna dışında adliye binası içerisinde ve duruşma başladıktan sonra duruşma salonunda her türlü sesli veya görüntülü kayıt veya nakil olanağı sağlayan aletler kullanılamaz. Bu hüküm, adliye binası içerisinde ve dışındaki diğer adlî işlemlerin icrasında da uygulanır.
2) Maddede geçen iki istisna, aynı kanunun180. maddesinin 5. fıkrası ile 196. maddesinin 4. fıkrasında yer alan hükümlerdir.
a) CMK’nın 180. maddesi, tanık ve bilirkişinin naiple veya istinabe yoluyla dinlenmelerine dairdir. İstisna tutulan 5. fıkrasına göre tanık veya bilirkişinin aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle dinlenebilmeleri olanağının varlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak ifade alınır.
b) CMK’nın 196. maddesi, sanığın duruşmadan bağışık tutulmasına ilişkindir. İstisna tutulan 4. fıkrasına göre hâkim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir veya duruşmalara katılmasına karar verilebilir.
3)Ceza Muhakemesi Kanunu, Çocuk Koruma Kanunu ve Tanık Koruma Kanununa dayanılarak hazırlanan yönetmelik mevcuttur. Bu yönetmelik, Ceza Muhakemesinde Ses ve Görüntü Bilişim Sisteminin Kullanılması Hakkında Yönetmelik’tir. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkemece dinlenilmesine gerek görülen kişilerin Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) kullanılarak dinlenilmesi, kayda alınması, saklanması ile bunun için gerekli teknik altyapının kurulmasına ilişkin esas ve usulleri bu yönetmelikte gösterilmiştir.
B) Bu çalışma konumuzla dolaylı bağlantılı olan ilgili mevzuat maddeleri aşağıda gösterilmiştir:
1) CMK’nın tanıkların dinlenmesi hakkındaki 52. maddesinin 3. fıkrasına göre tanıkların dinlenmesi sırasındaki görüntü veya sesler kayda alınabilir. Ancak; a) Mağdur çocukların, b) Duruşmaya getirilmesi mümkün olmayan ve tanıklığı maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunlu olan kişilerin, tanıklığında bu kayıt zorunludur. Bu suretle elde edilen ses ve görüntü kayıtları, sadece ceza muhakemesinde kullanılır.
2) CMK’nın tanığa ilk önce sorulacak hususlar ve tanığın korunmasına dair 58. maddesinin 3. fıkrasına göre hazır bulunanların huzurunda dinlenmesi, tanık için ağır bir tehlike teşkil edecek ve bu tehlike başka türlü önlenemeyecekse ya da maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından tehlike oluşturacaksa; hâkim, hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan da tanığı dinleyebilir. Tanığın dinlenmesi sırasında ses ve görüntülü aktarma yapılır. Soru sorma hakkı saklıdır.
3) CMK’nın fizik kimliğin tespitine ilişkin 81. maddesine göre belirtilen hale özgü olarak şüpheli veya sanığın, kimliğinin teşhisi için gerekli olması halinde, Cumhuriyet savcısının emriyle sesi ve görüntüleri kayda alınarak, soruşturma ve kovuşturma işlemlerine ilişkin dosyaya konulur.
4) CMK’nın otopsiye dair 87. maddesine göre cesedin görüntüleri kayda alınır.
5) CMK’nın yakalanan kişinin mahkemeye götürülmesi hakkında 94. maddesinin 2. fıkrasına göre yakalanan kişi, en geç yirmi dört saat içinde yetkili hâkim veya mahkeme önüne çıkarılamıyorsa, aynı süre içinde yakalandığı yer adliyesinde, mevcut değil ise en yakın adliyede kurulu sesli ve görüntülü iletişim sisteminin kullanılması suretiyle yetkili hâkim veya mahkeme tarafından bu kişinin sorgusu yapılır veya ifadesi alınır.
6) CMK’nın gizli soruşturmacı görevlendirilmesine yönelik 139. maddesinin 3 ve 4. fıkralarına göre soruşturmacı, kovuşturma evresinde tanık olarak dinlenmesinin zorunlu olması halinde, duruşmada hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan veya ses ya da görüntüsü değiştirilerek özel ortamda dinlenir. Bu durumda Tanık Koruma Kanununun 9 uncu maddesi hükmü kıyasen uygulanır. Hâkim, soruşturmacının örgüt faaliyeti çerçevesinde yer alan suç bakımından kamuya açık yerlerde ve işyerlerinde delil toplamak amacıyla ses veya görüntü kaydı yapmasına izin verebilir.
7) CMK’nın teknik araçlarla izlemeye dair 140. Maddesinin 1. Fıkrasına göre belirtilen suçların işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebepleri bulunması ve başka suretle delil elde edilememesi hâlinde, şüpheli veya sanığın kamuya açık yerlerdeki faaliyetleri ve işyeri teknik araçlarla izlenebilir, ses veya görüntü kaydı alınabilir.
8) CMK’nın mağdur ile şikâyetçinin dinlenmesine ilişkin 236. maddesine göre belirtilen hallerde beyan ve görüntüler kayda alınır.
9) 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu’nun tanık koruma tedbirleri hakkındaki 5. Maddesinin 1. Fıkrasının (a) bendine göre bu kanun kapsamında bulunanlar hakkında uygulanabilecek tanık koruma tedbirleri arasında “Duruşmada hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan dinlenmesi ya da ses veya görüntüsünün değiştirilerek özel ortamda dinlenmesi.” De belirtilmiştir. Yine aynı kanunun haklarında koruma tedbiri kararı alınan tanıkların dinlenmelerinde uygulanacak usuller ile ilgili 9. maddesinin 2. fıkrasına göre CMK’nın 58. maddesinin 3. fıkrasının uygulanmasına mahkemece karar verilmesi hâlinde, dinleme sırasında tanığın görüntü veya sesi değiştirilerek tanınması engellenebilir.
C) Yukarıda belirtilen mevzuata aykırı hareket edilmesi halinde ne olur? İlgilileri yaptırıma bağlayan veya ceza içeren maddeler var mıdır?
1) 5237 sayıl Türk Ceza Kanunu’nun (TCK’nın) gizliliğin ihlali hakkındaki 285. maddesinin 6. fıkrasına göre soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin haber verme sınırları aşılmaksızın haber konusu yapılması suç oluşturmaz.
2) TCK’nın ses veya görüntülerin kayda alınmasına dair 286. maddesine göre soruşturma ve kovuşturma işlemleri sırasındaki ses veya görüntüleri yetkisiz olarak kayda alan veya nakleden kişi, (bir aydan) altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
3) TCK’nın gizliliğin ihlali hakkındaki 285. maddesine göre soruşturmanın gizliliğinin alenen ihlal edilmesi, bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılmasını gerektirir. Kanuna göre kapalı yapılması gereken veya kapalı yapılmasına karar verilen duruşmadaki açıklama veya görüntülerin gizliliğini alenen ihlal eden kişi de aynı şekilde cezalandırılır. Ancak, bu suçun oluşması için, tanığın korunmasına ilişkin olarak alınan gizlilik kararına aykırılık açısından aleniyetin gerçekleşmesi aranmaz. Bu suçları, kamu görevlisi tarafından görevinin sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlenmesi halinde, ceza yarısına kadar artırılır. Soruşturma ve kovuşturma evresinde kişilerin suçlu olarak algılanmalarına yol açacak şekilde görüntülerinin yayınlanması halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Değerlendirme ve Sonuç:
Yukarıda belirtilen ve ilgili mevcut mevzuata göre adliye binası içerisinde ve duruşma başladıktan sonra duruşma salonunda, adliye dışındaki duruşma, yer gösterme, keşif gibi diğer adlî işlemlerin icrasında her türlü sesli veya görüntülü kayıt veya nakil olanağı sağlayan aletlerin kullanılması yasaklanmıştır. Bunun yanında ancak istisnai olarak gösterilen hallerde soruşturma veya kovuşturma işlemleri ya da ilgili kişilerin ses veya görüntü kaydı alınabilir. Belirtilmelidir ki bu istisnai hallerdeki kayıtlar, yayınlanması için değil dosyasında delil olarak saklanmasına yönelik olup başka amaçla kullanılamaz. Aksine hareket, duruma göre TCK’nın 285 ve 286. maddelerindeki suçu oluşturabilecektir.
Özet:
Bu çalışmada, mevcut yasal düzenleme uyarınca, bir soruşturma veya kovuşturmanın herhangi bir işleminin veya aşamasının, basın yayın araçları yoluyla yayınlanmasının mümkün olup olmadığı ile soruşturma ya da kovuşturmanın hangi hallerinde ses veya görüntünün alınabileceği ele alınmıştır.
Kural olarak, adliye binası içerisinde ve duruşma başladıktan sonra duruşma salonunda veya adliye dışındaki duruşma ve keşif gibi diğer adlî işlemlerin icrasında her türlü sesli veya görüntülü kayıt veya nakil olanağı sağlayan aletler kullanılamaz. İlgili mevzuatın belirttiği hallerde ise ses veya görüntü kaydı alınabilir ancak bunlar, yayınlanması için değil dosyasında delil olarak saklanmasına yönelik olup başka amaçla kullanılamaz.
İlgili Mevzuat:
Temel olarak bu çalışma konumuzla ilgili mevzuat maddeleri aşağıda gösterildikten sonra, ses veya görüntü alınması ile ilgili diğer maddeler de ayrıca liste halinde belirtilmiştir. Son olarak da belirtilen maddelere aykırılık halindeki ceza hükümleri gösterilmiştir.
A) Bu çalışma konumuzun temeli ilgili mevzuat maddeleri aşağıda gösterilmiştir:
1) Konunun temel hali, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK’nın) 183. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre ses ve görüntü alıcı aletlerin kullanılması yasağını düzenleyen 183. maddeye göre iki istisna dışında adliye binası içerisinde ve duruşma başladıktan sonra duruşma salonunda her türlü sesli veya görüntülü kayıt veya nakil olanağı sağlayan aletler kullanılamaz. Bu hüküm, adliye binası içerisinde ve dışındaki diğer adlî işlemlerin icrasında da uygulanır.
2) Maddede geçen iki istisna, aynı kanunun180. maddesinin 5. fıkrası ile 196. maddesinin 4. fıkrasında yer alan hükümlerdir.
a) CMK’nın 180. maddesi, tanık ve bilirkişinin naiple veya istinabe yoluyla dinlenmelerine dairdir. İstisna tutulan 5. fıkrasına göre tanık veya bilirkişinin aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle dinlenebilmeleri olanağının varlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak ifade alınır.
b) CMK’nın 196. maddesi, sanığın duruşmadan bağışık tutulmasına ilişkindir. İstisna tutulan 4. fıkrasına göre hâkim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir veya duruşmalara katılmasına karar verilebilir.
3)Ceza Muhakemesi Kanunu, Çocuk Koruma Kanunu ve Tanık Koruma Kanununa dayanılarak hazırlanan yönetmelik mevcuttur. Bu yönetmelik, Ceza Muhakemesinde Ses ve Görüntü Bilişim Sisteminin Kullanılması Hakkında Yönetmelik’tir. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkemece dinlenilmesine gerek görülen kişilerin Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) kullanılarak dinlenilmesi, kayda alınması, saklanması ile bunun için gerekli teknik altyapının kurulmasına ilişkin esas ve usulleri bu yönetmelikte gösterilmiştir.
B) Bu çalışma konumuzla dolaylı bağlantılı olan ilgili mevzuat maddeleri aşağıda gösterilmiştir:
1) CMK’nın tanıkların dinlenmesi hakkındaki 52. maddesinin 3. fıkrasına göre tanıkların dinlenmesi sırasındaki görüntü veya sesler kayda alınabilir. Ancak; a) Mağdur çocukların, b) Duruşmaya getirilmesi mümkün olmayan ve tanıklığı maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunlu olan kişilerin, tanıklığında bu kayıt zorunludur. Bu suretle elde edilen ses ve görüntü kayıtları, sadece ceza muhakemesinde kullanılır.
2) CMK’nın tanığa ilk önce sorulacak hususlar ve tanığın korunmasına dair 58. maddesinin 3. fıkrasına göre hazır bulunanların huzurunda dinlenmesi, tanık için ağır bir tehlike teşkil edecek ve bu tehlike başka türlü önlenemeyecekse ya da maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından tehlike oluşturacaksa; hâkim, hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan da tanığı dinleyebilir. Tanığın dinlenmesi sırasında ses ve görüntülü aktarma yapılır. Soru sorma hakkı saklıdır.
3) CMK’nın fizik kimliğin tespitine ilişkin 81. maddesine göre belirtilen hale özgü olarak şüpheli veya sanığın, kimliğinin teşhisi için gerekli olması halinde, Cumhuriyet savcısının emriyle sesi ve görüntüleri kayda alınarak, soruşturma ve kovuşturma işlemlerine ilişkin dosyaya konulur.
4) CMK’nın otopsiye dair 87. maddesine göre cesedin görüntüleri kayda alınır.
5) CMK’nın yakalanan kişinin mahkemeye götürülmesi hakkında 94. maddesinin 2. fıkrasına göre yakalanan kişi, en geç yirmi dört saat içinde yetkili hâkim veya mahkeme önüne çıkarılamıyorsa, aynı süre içinde yakalandığı yer adliyesinde, mevcut değil ise en yakın adliyede kurulu sesli ve görüntülü iletişim sisteminin kullanılması suretiyle yetkili hâkim veya mahkeme tarafından bu kişinin sorgusu yapılır veya ifadesi alınır.
6) CMK’nın gizli soruşturmacı görevlendirilmesine yönelik 139. maddesinin 3 ve 4. fıkralarına göre soruşturmacı, kovuşturma evresinde tanık olarak dinlenmesinin zorunlu olması halinde, duruşmada hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan veya ses ya da görüntüsü değiştirilerek özel ortamda dinlenir. Bu durumda Tanık Koruma Kanununun 9 uncu maddesi hükmü kıyasen uygulanır. Hâkim, soruşturmacının örgüt faaliyeti çerçevesinde yer alan suç bakımından kamuya açık yerlerde ve işyerlerinde delil toplamak amacıyla ses veya görüntü kaydı yapmasına izin verebilir.
7) CMK’nın teknik araçlarla izlemeye dair 140. Maddesinin 1. Fıkrasına göre belirtilen suçların işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebepleri bulunması ve başka suretle delil elde edilememesi hâlinde, şüpheli veya sanığın kamuya açık yerlerdeki faaliyetleri ve işyeri teknik araçlarla izlenebilir, ses veya görüntü kaydı alınabilir.
8) CMK’nın mağdur ile şikâyetçinin dinlenmesine ilişkin 236. maddesine göre belirtilen hallerde beyan ve görüntüler kayda alınır.
9) 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu’nun tanık koruma tedbirleri hakkındaki 5. Maddesinin 1. Fıkrasının (a) bendine göre bu kanun kapsamında bulunanlar hakkında uygulanabilecek tanık koruma tedbirleri arasında “Duruşmada hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan dinlenmesi ya da ses veya görüntüsünün değiştirilerek özel ortamda dinlenmesi.” De belirtilmiştir. Yine aynı kanunun haklarında koruma tedbiri kararı alınan tanıkların dinlenmelerinde uygulanacak usuller ile ilgili 9. maddesinin 2. fıkrasına göre CMK’nın 58. maddesinin 3. fıkrasının uygulanmasına mahkemece karar verilmesi hâlinde, dinleme sırasında tanığın görüntü veya sesi değiştirilerek tanınması engellenebilir.
C) Yukarıda belirtilen mevzuata aykırı hareket edilmesi halinde ne olur? İlgilileri yaptırıma bağlayan veya ceza içeren maddeler var mıdır?
1) 5237 sayıl Türk Ceza Kanunu’nun (TCK’nın) gizliliğin ihlali hakkındaki 285. maddesinin 6. fıkrasına göre soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin haber verme sınırları aşılmaksızın haber konusu yapılması suç oluşturmaz.
2) TCK’nın ses veya görüntülerin kayda alınmasına dair 286. maddesine göre soruşturma ve kovuşturma işlemleri sırasındaki ses veya görüntüleri yetkisiz olarak kayda alan veya nakleden kişi, (bir aydan) altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
3) TCK’nın gizliliğin ihlali hakkındaki 285. maddesine göre soruşturmanın gizliliğinin alenen ihlal edilmesi, bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılmasını gerektirir. Kanuna göre kapalı yapılması gereken veya kapalı yapılmasına karar verilen duruşmadaki açıklama veya görüntülerin gizliliğini alenen ihlal eden kişi de aynı şekilde cezalandırılır. Ancak, bu suçun oluşması için, tanığın korunmasına ilişkin olarak alınan gizlilik kararına aykırılık açısından aleniyetin gerçekleşmesi aranmaz. Bu suçları, kamu görevlisi tarafından görevinin sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlenmesi halinde, ceza yarısına kadar artırılır. Soruşturma ve kovuşturma evresinde kişilerin suçlu olarak algılanmalarına yol açacak şekilde görüntülerinin yayınlanması halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Değerlendirme ve Sonuç:
Yukarıda belirtilen ve ilgili mevcut mevzuata göre adliye binası içerisinde ve duruşma başladıktan sonra duruşma salonunda, adliye dışındaki duruşma, yer gösterme, keşif gibi diğer adlî işlemlerin icrasında her türlü sesli veya görüntülü kayıt veya nakil olanağı sağlayan aletlerin kullanılması yasaklanmıştır. Bunun yanında ancak istisnai olarak gösterilen hallerde soruşturma veya kovuşturma işlemleri ya da ilgili kişilerin ses veya görüntü kaydı alınabilir. Belirtilmelidir ki bu istisnai hallerdeki kayıtlar, yayınlanması için değil dosyasında delil olarak saklanmasına yönelik olup başka amaçla kullanılamaz. Aksine hareket, duruma göre TCK’nın 285 ve 286. maddelerindeki suçu oluşturabilecektir. Hukuki Haber
Haberin Alıntılandığı Kaynak: www.hukukihaber.net