T.C.

Yargıtay

2. Hukuk Dairesi

2010/19635 E., 2011/9192 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İzmir 12. Aile Mahkemesi
TARİHİ :21.07.2010
NUMARASI :Esas no:2010/518 Karar no:2010/661

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava konusu taşınmazın “aile konutu” olduğu hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur. Eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.(TMK.md.194/1) Konut üzerinde hak sahibi olan davalı kocanın eşinin açık rızasını almadan ortağı olduğu dava dışı şirketin kredi borcunun teminatı olmak üzere, konut üzerinde diğer davalı banka lehine 25.08.2005 tarihinde ipotek tesis ettiği anlaşılmaktadır. İpotek tesisine ilişkin işlemden önce taşınmazın tapu kütüğünde “aile konutu” olduğuna ilişkin bir şerh bulunmamaktadır. Bu durumda davalı bankanın ipoteğe ilişkin kazanımı, iyiniyetli ise korunur.(TMK. md. 1023) Kanunun iyiniyete hukuki sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz. (TMK. md. 3) Lehine ipotek tesis edilen davalı banka tacirdir. Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır. (TTK. md. 20/2) Basiretli hareket etme yükümlülüğü, teminat olarak gösterilen taşınmazın hukuki ve fiili durumunu ve kullanma şeklini bilmeyi de gerektirir. Bu yükümlülüğünün gerektirdiği özeni göstermeyen bankanın iyiniyet iddiası dinlenmez. Öyleyse davalı bankanın Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin sağladığı korumadan yararlanması mümkün değildir. Bu açıklamalara göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken isteğin reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere gerekçe yönünden oyçokluğuyla bozma sonucu yönünden oybirliğiyle karar verildi. 26.05.2011 per.

KARŞI OY
Diğer eşin “açık rızası” nın mevcut veya karinelerle var sayılmasını gerektirdiğini ispat yükü davalı banka üzerindedir. Davalı banka bu ispat yükü gereğince davacı eşin açık rızasının mevcut veya mevcut sayılması gerektiğini usulünce kanıtlayamamıştır. Davanın bu nedenle kabulüne karar verilmelidir. Hükmün değişik bu gerekçeyle bozulması gerektiğini düşünüyorum.

​Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 26.05.2011 tarihli, 2010/19635 E., 2011/9192 K. sayılı kararı Hukuki Haber

Haberin Alıntılandığı Kaynak: www.hukukihaber.net

Акции: