T.C.
Yargıtay
3. Hukuk Dairesi
2018/1166 E., 2018/2175 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının 15.02.2010 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile çatılı taşınmazda kiracı olduğunu belirterek çocuklarının konut ihtiyacı nedeniyle taraflar arasındaki kira sözleşmesinin feshi ile davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin feshi ile davalının tahliyesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
6098 sayılı TBK.’nun 350/1. maddesi hükmüne göre ihtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak tahliye davalarının belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde bu kanunun 328. maddesinde fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açılması gerekir. TBK.’nun 353. maddesi uyarınca kiraya veren, daha önce veya en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse dava, bildirimi takip eden uzayan bir kira yılı sonuna kadar açılabilir. Dava açma süresi kamu düzenine ilişkin olup, davalı ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Davanın süresinde açılıp açılmadığının belirlenebilmesi için öncelikle kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin ve süresinin bilinmesi zorunludur. Davacının bildirdiği bu tarihlere davalı karşı çıkarsa uyuşmazlığın tarafların gösterecekleri tanık dahil bütün deliller toplanarak bir hadise olarak çözüme kavuşturulması gerekir.
Olayımıza gelince; davaya dayanak olup hükme esas alınan ve taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmayan 15.02.2010 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesinin özel şartlar 8. maddesinde ”kiracı veya mal sahibi kira sözleşmesinin sona erdirilmesi hususundaki irade beyanlarını kontrat süresinin bitiminden 2 ay önce karşı tarafa bildirmek zorundadır. Aksi takdirde kira süresi 1 yıl daha uzamış sayılır.” düzenlemesi mevcuttur. Anılan sözleşme hükmü gereğince davacı tarafından sözleşme bitim tarihinden 2 ay önce davalıya gönderilen bir ihtar bulunmadığından kira sözleşmesi aynı koşullarla bir yıl uzamış olup 11.09.2015 tarihinde açılan dava süresinde değildir. Açıklanan bu olgu karşısında süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kiralananın tahliyesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
—
T.C.
Yargıtay
3. Hukuk Dairesi
2017/16499 E., 2017/17280 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, sahip oldukları iki taşınmazın bulunduğu binanın riskli yapı olduğundan kentsel dönüşüm yasası kapsamında yıkılacağını ,bu nedenle dava konusu taşınmazda beraber oturacaklarını ve oturacakları başka bir daire olmadığını beyanla davacının kiracı olarak bulunduğu kiralananın ihtiyaç nedeniyle tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ihtiyacın samimi olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6098 sayılı TBK.’nun 350/1. maddesi hükmüne göre ihtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak tahliye davalarının belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde bu kanunun 328. maddesinde fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açılması gerekir. TBK.’nun 353. maddesi uyarınca kiraya veren, daha önce veya en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse dava, bildirimi takip eden uzayan bir kira yılı sonuna kadar açılabilir. Dava açma süresi kamu düzenine ilişkin olup, davalı ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Olayımıza gelince; hükme esas alınan ve taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmayan 15/03/2014 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesinin 12. maddesinde; ”…Ayrıca kiracı, kendi isteği ile kira dönemi sonunda gayrimenkulu tahliye etmeye karar verirse, tahliyeden en az 2 ay önce mal sahibine yazılı bildirimde bulunacaktır. Aksi taktirde kira dönemi sonuna kadar olan kirayı öder. Mal sahibi de kiracının gayrimenkulü tahliye etmesini istediğinde aynı şekilde 2 ay öncesinden bildirimde bulunacaktır.” düzenlemesi hüküm altına alınmıştır. Anılan sözleşme hükmü gereğince davacı yan tarafından sözleşme bitim tarihinden 2 ay önce davalıya gönderilen bir ihtar bulunmadığından kira sözleşmesi aynı koşullarla bir yıl uzamış olup 30/04/2015 tarihinde açılan dava süresinde değildir. Açıklanan bu olgu karşısında süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kiralananın tahliyesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
2- Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kira sözleşmesinde ”kiracı veya mal sahibi kira sözleşmesinin sona erdirilmesi hususundaki irade beyanlarını kontrat süresinin bitiminden 2 ay önce karşı tarafa bildirmek zorundadır. Aksi takdirde kira süresi 1 yıl daha uzamış sayılır.” düzenlemesi mevcuttur. Anılan sözleşme hükmü gereğince davacı tarafından sözleşme bitim tarihinden 2 ay önce davalıya gönderilen bir ihtar bulunmadığından kira sözleşmesi aynı koşullarla bir yıl uzamış olup açılan dava süresinde değildir. Hukuki Haber
Haberin Alıntılandığı Kaynak: www.hukukihaber.net