T.C.
Yargıtay
2. Ceza Dairesi
2023/19981 E., 2023/7277 K.
“İçtihat Metni”
B O Z M A Ü Z E R İ N E
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/424 E., 2023/121 K.
SUÇ :Konut dokunulmazlığının ihlâli
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 27.08.2010 tarihli ve 2010/1864 Esas No’lu iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 116/1-4, 53. maddesi gereğince cezalandırılması ve hak yoksunluklarına hükmedilmesi talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.05.2011 tarihli ve 2010/308 Esas, 2011/215 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 116/4, 62. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmedilerek 5271 sayılı Kanun’un 231/5. fıkrası gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 14.09.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
3. Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.04.2016 tarihli ve 2016/58 Esas, 2016/126 Karar sayılı kararı ile sanığın, tabi tutulduğu denetim süresi içinde … bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine 5271 sayılı Kanun’un 231/11. fıkrası uyarınca hükmün açıklanması ile sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 116/4, 62. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
4. Anılan kararın sanık müdafi tarafından temyizi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 01.11.2022 tarihli ve 2022/7359 Esas, 2022/17996 Karar sayılı kararı ile ” 1-Sanığın aşamalarda katılanın eşi olan … Usta ile suç tarihinde gece vakti evinde birlikte olmadıklarını, ancak başka bir tarihte … Usta ile rızası dahilinde evinin mutfağında cinsel birliktelik yaşadıklarını savunması, tanık … ile … Usta’nın da beyanları arasında da çelişki bulunması karşısında, sanığa atılı eylemin gece vakti işlendiğine dair her türlü şüpheden uzak delil bulunmaması sebebiyle sanığın TCK 116/1.maddesi uyarınca cezalandırılması yerine eylemin gece vakti işlendiğinin kabulü ile TCK’nın 116/4. madde uyarınca fazla ceza tayini,
2-Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun suç tarihine göre uzlaştırma kapsamında bulunmayan TCK’nın 102/1 maddesinde düzenlenen cinsel saldırı suçu ile birlikte işlendiği iddia edildiğinden, CMK 253/3. maddesine göre uzlaşma kapsamında bulunmadığı, ancak yapılan yargılama neticesinde sanığın cinsel saldırı suçundan hakkında 10.05.2011 tarihinde beraat kararı verilmesi ve bu kararın 13.10.2014 tarihinde kesinleşmesi karşısında konut dokunulmazlığının ihlali suçu için CMK’nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma hükümlerinin uygulanması ve sonucuna göre sanığın hukuksal durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi” nedenleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
5. Bozma üzerine Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.04.2022 tarihli ve 2021/363 Esas, 2022/161 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 116/1, 62. maddesi gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir .
6. Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.04.2022 tarihli ve 2021/363 Esas, 2022/161 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 01.11.2022 tarihli ve 2022/7359 Esas, 2022/17996 Karar sayılı kararı ile,”19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile yukarıda anılan geçici madde 5/1-d’de yer … “Kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, bilahare 16.03.2021 tarihli ve 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı iptal kararı ile de, yukarıda anılan geçici madde 5/1-d’de yer … “Hükme bağlanmış” ibaresinin aynı bentte yer …, “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. 5271 sayılı Kanun’un 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olması nedeniyle, temyize konu ve 5271 sayılı Kanun’un 251/1. maddesi kapsamına giren 5237 sayılı Kanun’un 116/1. maddesinde düzenlenen konut dokunulmazlığının ihlâli suçu yönünden, aynı Kanun’un 7. ve 5271 sayılı Kanun’un 251. maddeleri uyarınca yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
7. Bozma üzerine Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.04.2023 tarihli, 2022/424 Esas, 2023/121 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 116/1, 62. maddesi gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılması ve 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; … ile eve girildiğini, suçun oluşmadığına, sanığın beraat etmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanık ile katılan …’nın arkadaş olmaları dolayısıyla sanığın sık sık katılanın evine gidip geldiği, katılan …’in sanık ve diğer arkadaşlarını misafir ettiği, zaman zaman içki içip yemek yedikleri, bu sırada katılanın eşi … ‘nin de misafirlere hizmet ettiği, geçen süre içerisinde … ve sanığın yakınlaştıkları, cinsel birliktelik yaşadıkları, ilişkilerini bir süre sakladıkları, ancak daha sonra hamile olduğunu anlayan …’nin durumdan eşini haberdar ettiği ve rızası olmaksızın sanığın kendisine tecavüz ettiğini söylediği, …’nin söz konusu iddiası üzerine sanık hakkında … Usta’ya karşı cinsel saldırı suçundan cezalandırılması istemiyle açılan davada sanık ile …’nin cinsel birliktelikleri olduğu ve bunun sonucunda … ‘nin bir bebek dünyaya getirdiği dosya kapsamından anlaşılmakla sanığın …’ye karşı zorla cinsel saldırıda bulunduğuna dair dosyada delil bulunmadığı, …’nin olay akabinde hemen şikayetçi olmaması ancak … süren hamileliğini sakladıktan sonra doğumun gerçekleşmesi ile birlikte kocasının olaydan haberdar olduktan sonra şikayetçi olması, … Usta’nın sanıktan hemen şikayetçi olmamasına ilişkin öne sürdüğü sebeplerin hayatın olağan akışına uygun olmaması, … Usta’nın tehdit altında olduğunu gösteren bir durumun tespit edilememesi ve tüm dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair, her türlü şüpheden uzak ve mahkumiyetine yeter delil elde edilemediğinden bahisle Yerel Mahkemece 2010/308 Esas, 2011/215 Karar ve 10/05/2011 tarihli kararı ile sanığın beraatine karar verildiği, bu kararın Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2013/872 Esas, 2014/10953 Karar sayılı ilamı ile onanması ile 13.10.2014 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Sanığın … ile gizli birliktelikleri sırasında, katılan …’in haberi olmadan rızası hilafına evine gelerek … ile cinsel ilişkiye girdiği, …’nin bu konudaki rızasının … başına yeterli olmadığı, müşterek konuta girmede rızadan sözedebilmek için sanığın katılan …’in yasal haklarını çiğnememesi zorunlu olduğu, evli bir kadınla ilişki kurmanın, evlilikte bağlılık ve sadakat yükümlülüğünü öngören Türk Medeni Kanunu dolayısıyla hukuka aykırı olduğu ve kocanın haklarına saldırı niteliği olduğu, böyle bir ilişkinin evinde gerçekleşmesine kocanın … göstereceği varsayılamayacağından … ile birlikte olmak için katılan … ‘in bu duruma rızası olmayacağını bilerek ve kendi rızası ile konuta giren sanığın atılı ” Konut Dokunulmazlığını İhlali” suçunu işlediği, her ne kadar sanığın … görülen eylemi, 7188 sayılı kanunla değişiklik sonrası 5271 sayılı Kanun’un 251. maddesi gereğince basit yargılama usulü kapsamında ise de, 5271 sayılı Kanun’un 251/6. maddesi olan “Mahkemece gerekli görülmesi halinde bu madde uyarınca hüküm verilinceye kadar her aşamada duruşma açmak suretiyle genel hükümler uyarınca yargılamaya devam edilebilir.” kanuni düzenleme gereğince, Mahkemece katılan dinlenmeksizin yani duruşma açılmaksızın karar verilemeyeceği anlaşıldığından maddesi basit yargılama usulünün uygulanma şartlarının oluşmadığı anlaşılmış, sanık hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan mahkumiyetine Yerel Mahkemece karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanık katılanın eşi … ile beraber olduğu ve bu beraberlikten bir çocuklarının bulunduğu, bu birliktelik esnasında katılan, eşi … ile ikamet ettikleri konutlarına, sanığın gelerek katılanın eşi ile birlikte olduğu, bu hususun …’nin ifadeleri ile doğrulandığı, meşru olmayan amaca yönelik ev sahibi rızasının geçerli olamayacağı nazara alındığında, sanığın üzerine atılı konut dokunulmazlığının ihlâli suçunu işlediği anlaşılmakla sanığın mahkûmiyetine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.04.2023 tarihli, 2022/424 Esas, 2023/121 Karar sayılı kararında sanık müdafince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün Tebliğname’ye uygun olarak, ONANMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
—
T.C.
Yargıtay
2. Ceza Dairesi
2022/1596 E., 2022/11787 K.
“İçtihat Metni”
Konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 19/01/2021 tarihli ve 2020/7224 soruşturma, 2021/346 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İnegöl Sulh Ceza Hâkimliğinin 03/06/2021 tarihli ve 2021/2101 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 14/12/2021 gün ve 23957-2021 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/01/2022 gün ve 2021/158339 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Somut olayda, müşteki … ile evli …nın, müşteki ceza infaz kurumunda iken beraberlik yaşadığı şüpheli …’ı, müşteki ile ortak ikametlerine kabul etmesi suretiyle konut dokunulmazlığını ihlal ettikleri iddiası ile şikayette bulunulması üzerine yapılan soruşturma sonucunda, atılı suçun unsurlarının bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 03/06/2020 tarihli ve 2020/6815 esas, 2020/7017 karar sayılı ilamında yer alan ” …kadın eşin, sanığın eve girmesine rıza göstermesi, yukarıda açıklanan, sanığın yakalanma şekli karşısında, 5237 sayılı TCK’nun 116/3-son cümle ve ifade edilen evlilik birliğinde aile bireylerinden birinin göstereceği rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması hükmü çerçevesinde değerlendirilemeyeceği, bu nedenle sanık R. hakkında atılı suçla korunan, TCK’nun 116. maddesinin gerekçesinde “Konut dokunulmazlığının ihlali, kişinin kendisine özgü barış ve sükununu ve yuvasındaki yaşamının sulh ve selametle cereyanı için var olması gerekli güvenlik duygusunun sarsılmasını ifade etmektedir. Bireylere karşı işlenen ve aynı zamanda onların muhtaç oldukları güvenlik ve sükunu ihlal eyleyen bu fiillerin, hürriyete karşı işlenen suçlar arasında bir suç olarak tanımlanması uygun görülmüştür.” şeklinde ifade edilen hukuki yararın ihlal edilmesi sebebiyle konut dokunulmazlığının ihlali suçundan mahkumiyet hükmü kurulması gerektiği halde yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile beraatine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş…” şeklindeki gerekçede belirtildiği üzere, müşteki ile resmi nikahlı …nın, müştekinin cezaevinde bulunduğu sırada şüpheli … ile birliktelik yaşadığı, bu birliktelik esnasında müşteki … ve müşterek iki çocuklarının ikamet ettikleri konutlarına, şüpheli …’ın birkaç kez gelerek müştekinin eşi ile birlikte olduğu, bu hususun şüpheli ve tanık ifadeleri ile doğrulandığı, meşru olmayan amaca yönelik ev sahibi rızasının geçerli olamayacağı ve şüphelinin müştekinin eşinin evli olduğunu bilmediğine dair beyanının ise suçtan kurtulmaya yönelik olup itibar edilemeyeceği nazara alındığında, şüphelinin üzerine atılı suçla ilgili delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu, bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, bir suçun işlendiği ihbarını alan Cumhuriyet savcısı, delil toplayıp maddi gerçeği araştırmaya başlayarak, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe bulunması halinde, aynı Kanun’un 170/2. maddesi uyarınca iddianame düzenleyip kamu davasını açmakla, yeterli şüphe bulunmaması halinde ise aynı Kanun’un 172. maddesi uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına karar vermekle görevli bulunmaktadır. Cumhuriyet Savcısının kararına itiraz üzerine Sulh Ceza Hakimliğince (soruşturmanın genişletilmesi kararı verilmez ise) dosya kapsamındaki deliller itibarıyla itiraz incelenip kabul veya reddedilecektir.
Somut olayda, müşteki … ile evli …nın, müşteki ceza infaz kurumunda iken beraberlik yaşadığı şüpheli …’nu, müşteki ile ortak ikametlerine kabul etmesi suretiyle konut dokunulmazlığının ihlali iddiası ile şikayette bulunulması üzerine yapılan soruşturma sonucunda, atılı suçun unsurlarının bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
Müşteki ile resmi nikahlı …nın, müştekinin cezaevinde bulunduğu sırada şüpheli … ile birliktelik yaşadığı, bu birliktelik esnasında müşteki … ve müşterek iki çocuklarının ikamet ettikleri konutlarına, şüphelinin birkaç kez gelerek müştekinin eşi ile birlikte olduğu, bu hususun şüpheli ve tanık ifadeleri ile doğrulandığı, meşru olmayan amaca yönelik ev sahibi rızasının geçerli olamayacağı ve şüphelinin müştekinin eşinin evli olduğunu bilmediğine dair beyanının ise suçtan kurtulmaya yönelik olup itibar edilemeyeceği nazara alındığında, şüphelinin üzerine atılı suçla ilgili delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu, bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (İNEGÖL) Sulh Ceza Hakimliğinden kesin olarak verilen 03.06.2021 tarihli ve 2021/2101 Değişik İş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine,08/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
—
T.C.
Yargıtay
2. Ceza Dairesi
2010/9226 E., 2011/25386 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Konut dokunulmazlığını bozma ve cinsel taciz
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CMK’nun 231/6. maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmama” koşulunun bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın önceden telefonla birkaç kez birlikte olmayı teklif etmek suretiyle taciz ettiği …’nin sanığı geceleyin evine çağırması şeklinde gelişen olayda, sanığın katılan kocanın yasal haklarına zarar verecek biçimde konuta kadının rızası ile girmesinde meşru bir amaçla katılanın evine gitmediği ve katılanın rızasının da olduğu varsayılamayacağından, sanığa atılı konut dokunulmazlığını bozmak suçunun unsurlarının oluştuğuna ilişkin mahkemenin değerlendirmesinde bir isabetsizlik görülmemiş ve bu nedenle tebliğnamedeki kastın konut dokunulmazlığına yönelik olmadığından sanığın beraati gerektiğine ilişkin bozma düşüncesine katılınmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün kısmen isteme aykırı olarak ONANMASINA, 13/07/2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin 21.11.2023 tarihli, 2023/19981 E., 2023/7277 K. sayılı kararı, 08.06.2022 tarihli, 2022/1596 E., 2022/11787 K. sayılı kararı
ve 13.07.2011 tarihli, 2010/9226 E., 2011/25386 K. sayılı kararı Hukuki Haber
Haberin Alıntılandığı Kaynak: www.hukukihaber.net