T.C.
İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
E. 2022/856
K. 2024/1769
T. 4.12.2024

YABANCI PLAKALI ARACIN KARIŞTIĞI MADDİ HASARLI TRAFİK KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT ( Davalı Sigorta Şirketinin Sorumluluğunun Poliçe Limiti İle Sınırlı Olduğu ve Poliçenin TL Olarak Düzenlendiği Gözetildiğinde Mahkemece Kurulan Hükümde Bakiye Poliçe Limitinin Yazılmayarak Eksik Bırakılmasının Doğru Olmadığı/Zira Kaza Tarihi İtibariyle ZMM Poliçe Limiti 41.000 TL Olup Davadan Önce Yapılmış Olan 5.903,66 TL Kısmi Ödeme Düşüldüğünde Sigorta Şirketinin Bakiye Sorumluluğunun Yalnızca 35.096,34 TL’ye Kadar Olduğu Açık Olup Hükmün Yabancı Para Cinsinden Tesisi ve Fiili Ödeme Tarihindeki Kur Olarak TL Karşılığının Ödenecek Olması Nedeniyle Davalı Tarafın Hak Kaybına Neden Olacak Hükmün Düzeltilmesi Gereği )

ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI KAPSAMINDA TAZMİNAT VE POLİÇE LİMİTİ ( Sigorta Şirketinin Sorumluluğunun Poliçe Limiti ile Sınırlı Olması Gereği/Yabancı Plakalı Araç İçin Tazminatın Yabancı Para Cinsinden Belirlenebileceği Ancak Poliçe Limitinin TL Cinsinden Olduğu ve Sorumluluğun Buna Göre Hesaplanması Gerektiği)

6098/m.51

ÖZET: Dava, yabancı plakalı aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.

Kararın hüküm kısmındaki hukuka aykırı yönler itibariyle davalı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü gerekmiştir. Şöyle ki; her ne kadar bilirkişi raporundaki hesaplamada ödenen tutarın düşülmesi suretiyle bakiye tazminat tutarının belirlendiği görülmekte ise de, davalı tarafta yalnızca sigorta şirketi yer almakta olup, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğu ve poliçenin TL olarak düzenlendiği gözetildiğinde, mahkemece kurulan hükümde bakiye poliçe limitinin yazılmayarak hükmün bu şekilde eksik bırakılması doğru olmamıştır. Zira, kaza tarihi itibariyle ZMM poliçe limiti 41.000-TL olup, davadan önce yapılmış olan 5.903,66-TL kısmi ödeme düşüldüğünde, davalı sigorta şirketinin bakiye sorumluluğunun yalnızca 35.096,34-TL’ye kadar olduğu açık olup, hükmün yabancı para cinsinden tesisi ve fiili ödeme tarihindeki kur olarak TL karşılığının ödenecek olması nedeniyle, davalı tarafın hak kaybına neden olacak mevcut hükmün düzeltilmesi gerekmiştir.

DAVA : İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/259 Esas-2022/54 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

KARAR : DAVA:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/08/2020 tarihinde …’a ait … plakalı aracın, müvekkiline ait … yabancı plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinin aracının arka kısımlarından tahrip edildiğini, kaza sonrası … plakalı aracın sürücüsünün olay yerinden kaçtığını, müvekkilinin derhal olay yerinin fotoğraflarını çekerek delilleri koruduğunu, kaza mahalline gelen trafik ekiplerinin de rapor tuttuğunu, kaza tespit tutanağına göre kazada asli ve tek kusurlu tarafın … plakalı araç sürücüsü olduğunun, diğer sürücünün ise kusursuz olduğunun tespit edildiğini, davalı tarafın, kaza tarihinde geçerli olan ZMMS poliçesi nedeniyle sigortalı araç sürücüsünün tam ve asli kusuru ile sebebiyet verdiği kaza neticesinde oluşan maddi zararlardan sorumlu olduğunun izahtan vareste olduğunu, kazadan sonra durumun davalı sigortalıya bildirildiğini ve sigorta tarafından sigorta eksperi atandığını, eksperin gerekli incelemeyi yaptığını, müvekkilinin kazadan kısa bir zaman sonra aracı ile daimi ikamet ettiği ülkeye dönmek zorunda kaldığını, Almanya’ya döndükten sonra aracını, … isimli ekspertiz firmasına incelettiğini ve düzenlenen 07/09/2020 tarihli onarım maliyet hesaplamasına göre KDV dahil 7.446,75 Euro olarak hasarın tespit edildiğini, tüm bu raporlama ücretleri için müvekkilinin 890,07 Euro ödemede bulunduğunu, davalı şirket ile iletişime geçildiğini, şirketin 03/12/2020 tarihinde sadece 5.903,66 TL tutarında ödeme yaptığını, yapılan bu ödemenin tazminatı karşılamaktan uzak olduğunu, davalı tarafın gerçek zararı ödemek zorunda olduğunu, hasar bedeline yansıyacak KDV miktarını da ödemek zorunda olduğunu, müvekkilinin aracının yabancı plakalı olup müvekkilinin ikametgahı da Almanya olduğundan araçtaki zararın Alman rayiç değerlerine göre belirlenmesi gerektiğini, nitekim Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, ekspertiz rapor ücretinin de Türkiye piyasasına göre değil, aracın bulunduğu ülke piyasasına göre belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin zararını gidermek için yabancı para Euro üzerinden harcama yapacağının kabulü gerektiğini, bu durumda müvekkilinin zararının tazmininin de Euro üzerinden hesaplanması gerektiğini ve fiili ödeme günündeki kur üzerinden tahsil edilmesi gerektiğini, 6098 Sayılı TBK’nın 99.maddesine göre de yabancı para üzerinden doğan borcun ödeme günündeki rayiç bedeli üzerinden ülke parasıyla da ödenebileceğini, nitekim Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğünü, davalının 03/12/2020 tarihinde ödeme yaptığını, bakiye alacakları için anlaşma sağlanamadığını belirterek, fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 Euro’nun teminat limitleri içinde yabancı para bakımından 3095 Sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak tahsiline, ödemiş oldukları ekspertiz rapor ücretinin yargılama giderlerinden sayılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah ile istemin 4.111,61-Euro’ya çıkartılmış olduğu anlaşılmıştır.

CEVAP:

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve bakiye poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, teminat limitinin ise kaza tarihi itibariyle araç başına 41.000,00 TL olduğunu, tüm ödemelerin poliçe teminat limitinden mahsup edilmesi gerektiğini, davacı yana 03/12/2020 tarihinde 5.903,66 TL tazminat ödendiğini, hesaplamanın, tamamen doğru verilere göre yapıldığını ve müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, bu durumda, davanın doğrudan reddini, aksi halde, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin toplam tazminattan -ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte- mahsup edilmesini talep ettiklerini, değer kaybı hesabının ZMMS genel şartları nazara alınarak tespit edilmesini talep ettiklerini, mükerrer ödeme ve sebepsiz zenginleşmenin engellenmesi için konu kaza nedeniyle sigortalı ve kasko sigortacısı tarafından zarar görene ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun tespitini, poliçe teminatı dışındaki ekspertiz masrafı talebine yönelik ise; yokluklarında tanzim ettirilen ekspertiz raporu için istenen tespit ve çeviri ücret giderinin poliçe kapsamında karşılanabilecek bir meblağ niteliğinde olmadığını, fuzuli bir masrafa sebebiyet verebilecek nitelikteki tespit masrafının müvekkili şirkete yükletilmesinin 6100 Sayılı HMK’nın 31.maddesine de aykırı olduğunu, davacının tek taraflı olarak düzenletip dosyaya sunduğu tespit raporunun kabulünün mümkün olmadığını, dolayısıyla, eksper raporu için ödenen ücretin makul gider olarak değerlendirilemeyeceğinin ortada olduğunu, davacının değişen oranlarda faiz talebine de itiraz ettiklerini, mağdur araçla müvekkili şirket arasındaki ilişkinin ticari bir nitelik arz etmediğini ve tazminat talebinin de haksız fiilden kaynaklandığını, uygulanacak faizin yasal faiz olduğunu, davacı vekilinin değişen oranlarda faiz isteminin haksızlığının ortada olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:

Mahkemece, “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı … A.Ş’ ye Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı maliki … olan … plakalı aracın kaza yerini terk eden sürücüsü idaresindeyken meydana gelen trafik kazasında dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketleriyle kazaya 1. derecede etken davranış sergilemiş olduğu, davacıya ait … plakalı aracın sürücüsü …’ ın meydana gelen kazaya etken herhangi bir hatalı davranışının olmadığı, hasarın (parça bedeli + işçilik + KDV dahil) 7.446,75 Euro olduğu, davacı aracının kaza tarihi itibariyle serbest piyasa koşullarına göre 2.el piyasa rayiç değerinin 11.000,00 Euro civarı olduğu, sovtaj değerinin 5.000,00 TL civarı olduğu, davacıya ait aracın onarım tutarı 2.el piyasa rayiç değerinin %68′ ne ulaştığı için Yargıtay kararları doğrultusunda tamirinin ekonomik olmadığı, pert-total uygulaması yapılmasının gerekli olduğu ve gerçek hasar miktarının 6.000,00 Euro olduğu, davacıya … plakalı aracın hasarı için 03.12.2020 tarihinde 5.903,66 TL (618,70 Euro) hasar tazminatı ödenmiş olduğundan davacının bakiye hasar alacağının 5.381,30 Euro olduğu, davalı sigorta şirketinin araç başına maddi 41.000.00-TL limitle sorumlu olduğu değerlendirildiğinde, bu bedel karşılığı 4.730,31-Euro’dan ödemesi yapılan 618,70-Euro bedelin düşülmesi neticesinde, sonuç olarak; DAVANIN KABULÜ İLE, 4.111,61 Euro bakiye hasar bedeli maddi tazminatının davalı sigorta şirketinden poliçe limitiyle sınırlı kalmak kaydıyla 09/10/2021 tarihinden itibaren 6098 Sayılı TBK’ nın 99. maddesi gereği 3095 Sayılı Kanuni faiz ve temerrüt faizi hakkında kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek faiziyle birlikte fiili ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru TL karşılığının alınarak davacıya ödenmesine…” şeklinde karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davalı vekili tarafından, “…Eksik inceleme ile hukuka uygun olmayan hüküm kurulduğunu, öncelikle kabul edilen zararın fahiş bir meblağ olduğunu, onarıma ilişkin bir fatura sunulmadığından belirlenen fahiş zarar meblağına kül halinde itiraz ettiklerini, poliçe teminat limiti ile sınırlı hüküm kurulmadığını, poliçe limitinin çok üzerinde hüküm kurulduğunu, müvekkili şirketin sorumlu olduğu miktarın kaza tarihindeki bakiye poliçe teminat limiti olan (41.000,00 – 5.903,66=) 35.096,34 TL ile sınırlı olduğunun belirtilmediğini, yine hüküm kısmında yargılama giderleri ve vekalet ücreti tayinine ilişkin bölümde teminat limiti oranında hüküm kurulmadığını, müvekkili şirketin yargılama giderleri ve vekalet ücretinin tümünden sorumlu tutulduğunu, 890,07 Euro karşılığı 8.624,77 TL olduğu iddia olunan ekspertiz masrafının poliçe kapsamında karşılanamayacağını, hasar tespitinin Türkiye’de ve Türk Lirası üzerinden gerçekleştirilebileceğini, fahiş nitelikteki ekspertiz ücretinin reddi yahut ülke şartlarında makul olan kısmı kabul edilebilecekken tamamının kabul edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, öncelikle davanın reddi, aksi halde asıl alacak ve fer’ileri bakımından müvekkili şirketin sorumlu olduğu bakiye teminat limiti belirtilerek buna göre yeni bir hüküm oluşturulmasını, masraf ve vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasını talep etme mecburiyetlerinin doğduğunu, ZMMS poliçe teminat limitlerinin Hazine ve Maliye Bakanlığı nezdinde belirlenen Türk Lirası teminatları olduğunu, poliçe primlerinin de TL olarak tahsil edildiğini, kaldı ki, bilindiği üzere yabancı para üzerinden sözleşme yapılmasının da söz konusu olmadığını, kararın kaldırılması ve müvekkili şirketin sorumlu olduğu miktarın bakiye poliçe teminatı ile sınırlı olduğuna dair yeniden hüküm kurulmasını talep ettiklerini, nitekim Yargıtay 11. HD’nin 2003/1674 Esas-2003/7184 Karar sayılı kararı kapsamında da; ‘poliçedeki teminat miktarı ve para birimi dikkate alınarak, sigorta tazminatına hükmedilmek gerekirken’ denilmekle sigorta şirketi aleyhine tazminata hükmedilirken TL cinsinden belirlenen poliçe limitinin esas alınması gerekliliğine vurgu yapıldığını, netice olarak, poliçe bakiye teminat limiti nazara alınarak sigorta şirketinin sorumluluğunun belirlenmesi, buna oranla masraf, vekalet ücreti ve ekspertiz ücretinin de değerlendirilmesi gerektiğini, istinafa konu kararın hüküm kısmında harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti tayinine ilişkin bölümde bu kalemler bakımından müvekkili şirketin poliçe limitine oranla sorumlu olduğu teminat limiti oranında hüküm kurulmadığını, müvekkilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretinin tümünden sorumlu tutularak hatalı karar verildiğini (Yargıtay 17. HD 2015/6523 Esas-2017/12248 Karar, Yargıtay 17. HD 2016/6107 Esas-2018/7206 Karar), ekspertiz ücretine ilişkin itirazlarının kabul edilmemesi halinde 25/03/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayım tarihinde yürürlüğe giren Sigorta Eksperi Atama Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik kapsamında ilgili yönetmeliğe eklenen ekspertiz ücret tarifesinin 2021 yılına ait güncellenmiş ilgili bölümünü sunduklarını, huzurdaki talep bakımından eksper ücretine hükmedilmesi halinde mevzuata uygun bu tarifenin dikkate alınması gerektiğini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, yabancı plakalı aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.

1-)Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davacıya ait Almanya plakalı aracın davalı tarafın sigortalısı ile karıştığı maddi hasarlı trafik kazası sonrasında Almanya’ya götürüldüğü ve oradan eksper raporu alınarak, akabinde zararın tazmini için eldeki davanın açıldığı, davadan önce davalı tarafça poliçe kapsamında 5.903,66-TL kısmi ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.

2-)Mahkemece, bilirkişi raporu alınarak kusur ve zarar hesabı yaptırıldığı, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davacı tarafça raporda belirlenen tutardan daha az bir miktar üzerinden ıslah dilekçesi sunulduğu ve mahkemece de taleple bağlı kalınarak hüküm tesis edildiği görülmekte olup, davalı vekilinin hasar tutarının fahiş olduğuna, eksper ücretinin tarifeye göre belirlenmesi gerektiğine ve rapora yönelik istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.

3-)Bununla birlikte, kararın hüküm kısmındaki hukuka aykırı yönler itibariyle davalı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü gerekmiştir. Şöyle ki; her ne kadar bilirkişi raporundaki hesaplamada ödenen tutarın düşülmesi suretiyle bakiye tazminat tutarının belirlendiği görülmekte ise de, davalı tarafta yalnızca sigorta şirketi yer almakta olup, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğu ve poliçenin TL olarak düzenlendiği gözetildiğinde, mahkemece kurulan hükümde bakiye poliçe limitinin yazılmayarak hükmün bu şekilde eksik bırakılması doğru olmamıştır. Zira, kaza tarihi itibariyle ZMM poliçe limiti 41.000-TL olup, davadan önce yapılmış olan 5.903,66-TL kısmi ödeme düşüldüğünde, davalı sigorta şirketinin bakiye sorumluluğunun yalnızca 35.096,34-TL’ye kadar olduğu açık olup, hükmün yabancı para cinsinden tesisi ve fiili ödeme tarihindeki kur olarak TL karşılığının ödenecek olması nedeniyle, davalı tarafın hak kaybına neden olacak mevcut hükmün düzeltilmesi gerekmekle birlikte, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Dairemizce HMK 353/1-b-2.madde uyarınca hükmün düzeltilmesine karar verilmiş, yine, hükümdeki yargılama giderleri ve vekalet ücretine dair kısmın da, davalının bakiye poliçe limitine oranla sorumlu olacağı şekilde düzeltilmesi gerekmiştir.

4-) Ekspertiz masrafı bakımından; kısa kararda Euro cinsinden hüküm tesis edildiği halde, gerekçeli kararda TL’ye çevrilerek yargılama giderlerine eklenmiş olup, bu husus çelişkili ve hatalıdır. Bununla birlikte, mevcut hükmün istinafa gelen davalı tarafın yararına olması nedeniyle (gerekçeli karar ile 890,07-Euro karşılığı 8.624,77-TL denildiğinden), aleyhe kaldırma yapılmayarak, TL olarak hükmedilen tutar esas alınmış, ancak burada eleştiri olarak belirtilmesi gerekli görülmüştür.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulüyle yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

SONUÇ : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

I-)Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜNE; İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/259 Esas – 2022/54 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;

“1-DAVANIN KABULÜ İLE, 4.111,61 Euro bakiye hasar bedeli maddi tazminatının davalı sigorta şirketinden (davalının bakiye poliçe limiti olan 35.096,34 TL’yi aşmamak kaydıyla) 09/10/2021 tarihinden itibaren 6098 Sayılı TBK’ nın 99. maddesi gereği 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi Hakkında Kanun’un 4/a maddesi uyarınca işleyecek faiziyle birlikte fiili ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli 2.397,43-TL harçtan peşin ve ıslah harcı olarak alınan 766,11-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.631,32-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,

3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2. maddesi gereğince hesap ve takdir edilen 5.976,23-TL vekalet ücretinin (sigorta şirketinin sorumluluğu, hükmedilen tutarın yukarıda belirtilen bakiye poliçe limitine oranlanması suretiyle olacak şekilde) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

4-)Davacı tarafça yapılan 766,11-TL peşin ve ıslah harcı, 6 tebligat gideri 46,50-TL, 1 müzekkere/posta gideri 21,00-TL, bilirkişi ücreti 500,00-TL, 890,07-Euro karşılığı 8.624,77-TL eksper rapor ücreti olmak üzere toplam 9.958,38-TL yargılama giderinin (sigorta şirketinin sorumluluğu, hükmedilen tutarın yukarıda belirtilen bakiye poliçe limitine oranlanması suretiyle olacak şekilde) davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,

5-)7155 Sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 Sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına (sigorta şirketinin sorumluluğu, hükmedilen tutarın yukarıda belirtilen bakiye poliçe limitine oranlanması suretiyle olacak şekilde),

6-)HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine”,

ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,

II-Davalı vekilinin SAİR İSTİNAF İTİRAZLARININ REDDİNE,

III-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı tarafından yatırılan 761,09 TL istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,

IV-İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafından karşılanan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

V-)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,

VI-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04.12.2024

kazanci.com

​Davalı Sigorta Şirketinin Sorumluluğunun Poliçe Limiti İle Sınırlı Olduğu ve Poliçenin TL Olarak Düzenlendiği Gözetildiğinde Mahkemece Kurulan Hükümde Bakiye Poliçe Limitinin Yazılmayarak Eksik Bırakılmasının Doğru Olmadığı/Zira Kaza Tarihi İtibariyle ZMM Poliçe Limiti 41.000 TL Olup Davadan Önce Yapılmış Olan 5.903,66 TL Kısmi Ödeme Düşüldüğünde Sigorta Şirketinin Bakiye Sorumluluğunun Yalnızca 35.096,34 TL’ye Kadar Olduğu Açık Olup Hükmün Yabancı Para Cinsinden Tesisi… Hukuki Haber

Haberin Alıntılandığı Kaynak: www.hukukihaber.net

Shares:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir