T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
E. 2023/2455
K. 2024/1999
T. 4.4.2024

ÖN ALIM HAKKINA DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL İSTEMİ ( Yargılama Aşamasında Önalıma Konu Payın Bulunduğu Taşınmazın Başında Keşif Yapılmış İse de Tanıklar Keşif Sırasında Taşınmaz Başında Dinlenmediği Davalının İleri Sürdüğü Fiili Taksim Savunması Usulüne Uygun Olarak Araştırılmadığı/HMK 288. ve 290. Maddeleri Gereğince Mahkeme Hakimi Huzurunda Taşınmaz Başında Bilirkişilerin Tarafların ve Tanıkların Hazır Bulundurulması Suretiyle Usulüne Uygun Keşfin Yapılması Gereği )

KEŞİF ( Ön Alım Hakkına Dayalı Tapu İptali ve Tescil İstemi – Yargılama Aşamasında Önalıma Konu Payın Bulunduğu Taşınmazın Başında Keşif Yapılmış İse de Tanıklar Keşif Sırasında Taşınmaz Başında Dinlenmediği Davalının İleri Sürdüğü Fiili Taksim Savunması Usulüne Uygun Olarak Araştırılmadığı/HMK 288. ve 290. Maddeleri Gereğince Mahkeme Hakimi Huzurunda Taşınmaz Başında Bilirkişilerin Tarafların ve Tanıkların Hazır Bulundurulması Suretiyle Usulüne Uygun Keşfin Yapılması Gerektiği )

EYLEMLİ PAYLAŞMA ( HMK 259/2. Maddesi Gereğince Mahalli Bilirkişiler Tarafların Tanıkları Taşınmaz Başında Dinlenerek Taraf Beyanlarının ve Savunmalarının Alınacağı Mahkeme Hakimince Edinilen Mahkeme Gözlemi de Tutanağa Yazılarak Tutanakta Ayrıca Davacının Kullandığı ve Davalıya Pay Satanın Ayrı Ayrı Kullandığı Bölümler Bulunup Bulunmadığı Belirlenerek Çelişkili Beyanlar Varsa Giderilerek ve Tanıklarca Gösterilecek Yerler Uzman Mühendis Bilirkişice Düzenlenecek Krokide Denetime Elverişli Şekilde İşaretlenmek Suretiyle Eylemli Paylaşmanın Mevcut Olup Olmadığı Saptanması Gereği )

6100/m.27,288/1,290

4721/m.2

ÖZET: Uyuşmazlık, ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Uyuşmazlıkta; mahkemenin taşınmazda fiili taksim olup olmadığı hususunda yaptığı araştırma yeterli değildir. Fiili taksim olgusu mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğinden, öncelikle yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişi isimleri tespit edilmeli, sonrasında mahalli bilirkişiler ve tarafların gösterdikleri tanıklar yapılacak keşifte ve taşınmazın başında dinlenmelidir. Satıcı zamanında; önalım hakkını kullanan davacının ve davalıya pay satanın taşınmazdaki kullandıkları yerlerin ayrı ayrı belirlenmesi gerekir. Bilirkişilerden; keşfi izlemeye ve denetlemeye elverişli krokili rapor hazırlanması istenmelidir. Tüm bu işlemlerin akabinde, taşınmazda fiili taksimin olup olmadığı tespit edilerek bir karar verilmelidir.

Ne var ki; yasa hükümlerine aykırı olarak yargılama aşamasında önalıma konu payın bulunduğu taşınmazın başında keşif yapılmış ise de tanıklar keşif sırasında taşınmaz başında dinlenmemiş, davalının ileri sürdüğü fiili taksim savunması usulüne uygun olarak araştırılmamıştır.

Özetle; tarafların gösterdikleri tanıkların beyanları, mahalli bilirkişi beyanları ve özellikle davalı vekilinin fiili taksime yönelik iddialarının mahkemece keşif mahallinde dinlenip tutanak altına alınması gerekirken, usule aykırı olarak duruşma sırasında dinlenilmeleriyle yetinilmiştir.

O halde HMK’nın 288. ve 290. maddeleri gereğince mahkeme hakimi huzurunda taşınmaz başında bilirkişilerin, tarafların ve tanıkların hazır bulundurulması suretiyle usulüne uygun keşfin yapılması gerekir. Bu cümleden olmak üzere; HMK’nın 259/2. maddesi gereğince yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişiler, tarafların tanıkları taşınmaz başında dinlenerek, taraf beyanları ve savunmaları alınıp, tarafların beyan ve savunmalarına ilişkin mahkeme hakimince edinilen mahkeme gözlemi de tutanağa yazılarak, tutanakta ayrıca davacının kullandığı ve davalıya pay satanın ayrı ayrı kullandığı bölümler bulunup bulunmadığı belirlenerek, çelişkili beyanlar varsa giderilerek ve tanıklarca gösterilecek yerler uzman mühendis bilirkişice düzenlenecek krokide denetime elverişli şekilde işaretlenmek suretiyle eylemli paylaşmanın mevcut olup olmadığı saptanmalı, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemesince, değinilen hususlar göz ardı edilerek aksine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve dahili davalı … tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR : I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 271 ada 2 parsel sayılı …. ili, … ilçesi, …. mevkinde de yer alan taşınmazda paydaş olduğunu, bu taşınmazın 11/80 payının diğer paydaşlar tarafından 05.06.2020 tarihinde 220.000,00 TL bedelle davalı …’ye sattığını, müvekkillerinin söz konusu taşınmazda pay sahibi olduklarını, müvekkillerinin Almanya’da ikamet ettiğini, satış işlemininden yeni haberdar olduğunu, ön alım hakkını kullanmak istediklerini, payın satış bedelinin 220.000,00 TL olduğunu, hissenin müvekkili adına kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı …’ Tüfekçi; dava konusu hisseyi 31.08.2020 tarihinde sattığını, satış yaptığı tarihte bu davadan haberinin olmadığını, hisseyi satmış olması sebebiyle hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

2. Dahili davalı … vekili; hak düşürücü sürenin geçtiğini, taşınmazın 405.000,00 TL ye satın alınmış olup işlemde muvazaa bulunmadığını, müvekkilinin taşınmazı satın aldığında eldeki davadan haberdar olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve dahili davalı … istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın fiilen taksiminin söz konusu olmadığını, taşınmaz üzerindeki duvarın uzun yıllar öncesinde hissedarlardan biri tarafından yapıldığını, müvekkili tarafından yapılan bir duvar olmadığı gibi bölündüğü iddia edilen kısmın müvekkilinin malik bulunduğu kısmı da m² olarak karşılamadığını, çok hisseli bir taşınmaz olup mevcut duvarın hissedarlar arasında fiilen taksim yapıldığı anlamına gelmeyeceğini, iddia edilen bölünmenin paylara özgülenmediğini belirterek; kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Dahili davalı …; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın taşınmazın bir bölümünü kendisine ayırıp üzerine ev yaptığını, 30 yılı aşkın bir süredir duvarla ayrılmış olan bu bölümü sadece kendisinin kullandığını, diğer hissedarların onun tarafına geçmediği gibi kendisinin de diğer tarafa geçmediğini, şufa hakkının kullanılmasının kötüniyetli olduğunu, kararın vekalet ücreti hesabı yönünden kaldırılması gerektiğini, fiili taksim iddiasının araştırılmadığını, eksik araştırmaya dayanarak hüküm kurulduğunu, tanıklarının dinlenilmediğini belirterek; kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “… İlk Derece Mahkemesi’nin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı…” gerekçesiyle; davacı vekili ile dahili davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü aynı nedenlerle hükmü temyiz etmiş, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Şayet ön alım davalarında fiili taksim söz konusu ise;

– Davalı, davanın her aşamasında fiili taksim savunmasında bulunabilir.

– Fiili taksim hususunun mahkemece de re’sen gözetilmesi gerekir.

Ön alım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz, paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri, kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle ön alım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu durumda savunmanın genişletilmesi de söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.

2. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hukuki dinlenilme hakkı” başlıklı 27. maddesi şöyledir:

“(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.

(2) Bu hak;

a-) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,

b-) Açıklama ve ispat hakkını,

c-) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.”

3. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 288/1. maddesi; “Hâkim, uyuşmazlık konusu hakkında bizzat duyu organları yardımıyla bulunduğu yerde veya mahkemede inceleme yaparak bilgi sahibi olmak amacıyla keşif yapılmasına karar verebilir.” hükmünü içermektedir.

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 288 ve 290. maddeleri gereğince mahkeme hakimi huzurunda taşınmaz başında bilirkişi, tarafların ve şahitlerin hazır bulundurulması suretiyle keşfin yapılması gerekir.

Yine aynı Yasa’nın 259/2. maddesi; “Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekliyse, tanığın olayın gerçekleştiği veya şeyin bulunduğu yerde dinlenilmesine karar verebilir.” hükmünü, 290/2. maddesi ise; “Mahkeme keşif sırasında tanık ve bilirkişi dinleyebilir. Keşif sırasında, yapılan tüm işlemler ve beyanları içeren bir tutanak düzenlenir. (Ek cümle:22.07.2020-7251/25 md.) Tutanağa, hâkimin keşif konusu ve mahalliyle ilgili gözlemleri de yazılır. Plan, çizim, fotoğraf gibi belgeler de tutanağa eklenir.” hükümlerini düzenlemektedir.

3. Değerlendirme

1. Somut uyuşmazlıkta; mahkemenin taşınmazda fiili taksim olup olmadığı hususunda yaptığı araştırma yeterli değildir. Fiili taksim olgusu mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğinden, öncelikle yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişi isimleri tespit edilmeli, sonrasında mahalli bilirkişiler ve tarafların gösterdikleri tanıklar yapılacak keşifte ve taşınmazın başında dinlenmelidir. Satıcı zamanında; önalım hakkını kullanan davacının ve davalıya pay satanın taşınmazdaki kullandıkları yerlerin ayrı ayrı belirlenmesi gerekir. Bilirkişilerden; keşfi izlemeye ve denetlemeye elverişli krokili rapor hazırlanması istenmelidir. Tüm bu işlemlerin akabinde, dava konusu taşınmazda fiili taksimin olup olmadığı tespit edilerek bir karar verilmelidir.

2. Ne var ki; yukarıda anılan yasa hükümlerine aykırı olarak yargılama aşamasında dava konusu önalıma konu payın bulunduğu taşınmazın başında keşif yapılmış ise de tanıklar keşif sırasında taşınmaz başında dinlenmemiş, davalının ileri sürdüğü fiili taksim savunması usulüne uygun olarak araştırılmamıştır.

3. Özetle; tarafların gösterdikleri tanıkların beyanları, mahalli bilirkişi beyanları ve özellikle davalı vekilinin fiili taksime yönelik iddialarının mahkemece keşif mahallinde dinlenip tutanak altına alınması gerekirken, usule aykırı olarak duruşma sırasında dinlenilmeleriyle yetinilmiştir.

4. O halde HMK’nın 288. ve 290. maddeleri gereğince mahkeme hakimi huzurunda taşınmaz başında bilirkişilerin, tarafların ve tanıkların hazır bulundurulması suretiyle usulüne uygun keşfin yapılması gerekir. Bu cümleden olmak üzere; HMK’nın 259/2. maddesi gereğince yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişiler, tarafların tanıkları taşınmaz başında dinlenerek, taraf beyanları ve savunmaları alınıp, tarafların beyan ve savunmalarına ilişkin mahkeme hakimince edinilen mahkeme gözlemi de tutanağa yazılarak, tutanakta ayrıca davacının kullandığı ve davalıya pay satanın ayrı ayrı kullandığı bölümler bulunup bulunmadığı belirlenerek, çelişkili beyanlar varsa giderilerek ve tanıklarca gösterilecek yerler uzman mühendis bilirkişice düzenlenecek krokide denetime elverişli şekilde işaretlenmek suretiyle eylemli paylaşmanın mevcut olup olmadığı saptanmalı, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.

5. Mahkemesince, değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2024 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı Elektronik ve Basılı Yay. A.Ş.ne ait Kazancı Hukuk Otomasyon veritabanından alınmıştır. © Tüm Hakları Saklıdır

​Yargılama Aşamasında Önalıma Konu Payın Bulunduğu Taşınmazın Başında Keşif Yapılmış İse de Tanıklar Keşif Sırasında Taşınmaz Başında Dinlenmediği Davalının İleri Sürdüğü Fiili Taksim Savunması Usulüne Uygun Olarak Araştırılmadığı/HMK 288. ve 290. Maddeleri Gereğince Mahkeme Hakimi Huzurunda Taşınmaz Başında Bilirkişilerin Tarafların ve Tanıkların Hazır Bulundurulması Suretiyle Usulüne Uygun Keşfin Yapılması Gereği Hukuki Haber

Haberin Alıntılandığı Kaynak: www.hukukihaber.net

Shares:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir