1. Giriş

İhtiyati haciz, alacaklının alacağını güvence altına almak amacıyla başvurduğu geçici bir hukuki koruma tedbiridir. Bu tedbir, borçlunun malvarlığını kaçırmasını önlemeye yönelik olup, alacaklının ileride açacağı veya açmış olduğu davada alacağını tahsil edebilmesini teminat altına almayı amaçlar. İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 261. maddesi uyarınca ihtiyati haczin infazı, haciz hükümlerine göre yürütülmektedir. Ancak özellikle sicile kayıtlı motorlu kara araçları bakımından muhafaza ve yakalama işlemleri ile ilgili uygulamada tereddütler doğmakta, bu konuda farklı görüşler ileri sürülmektedir. Bu çalışmada, İİK m. 261’in göndermesiyle birlikte 88/2-son cümle ve 106/4. maddeleri dikkate alınarak, ihtiyati haciz aşamasında yakalama şerhi konulup konulamayacağı sorunu, güncel yargı kararları ışığında değerlendirilecektir.

2. Mevzuat Hükümleri Çerçevesinde Değerlendirme

İİK m. 261 hükmü gereğince, ihtiyati haczin infazında aynı Kanun’un 79 ila 99. maddeleri arasında yer alan haciz hükümleri uygulanır. Bu maddeler arasında yer alan 88. maddenin ikinci fıkrasının son cümlesinde, “sicile kayıtlı motorlu kara taşıtları hakkında 106. madde hükümleri saklıdır” denilerek, bu tür mallar bakımından özel bir düzenlemeye işaret edilmiştir.

İİK m. 106/4 hükmü ise şu şekildedir:

“Sicile kayıtlı motorlu kara taşıtları hakkında muhafaza, kıymet takdiri ve satış talebi birlikte yapılır ve bu taleplere ilişkin giderler birlikte ve peşin olarak yatırılır.”¹
Bu düzenleme, sicile kayıtlı araçlar bakımından muhafaza işleminin satış talebiyle birlikte yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Ancak ihtiyati haciz, henüz kesin hacze dönüşmemiş bir koruma tedbiri olduğundan, bu aşamada satış talebinde bulunulması mümkün değildir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.12.2021 tarihli kararında da açıkça belirtildiği üzere, “ihtiyati haciz sahibi alacaklı, haciz kesin hacze dönüşmedikçe satış isteyemez.”²

Bu nedenle, İİK m. 106/4’teki muhafaza ve satış talebinin birlikte yapılması zorunluluğu, ihtiyati haciz aşamasında yerine getirilemeyeceğinden, bu aşamada muhafaza işlemi yapılamayacağı gibi, yakalama şerhi konulması da hukuken mümkün değildir.

3. Yargı Kararları Işığında Değerlendirme

Yargı kararları da bu konuda istikrarlı bir şekilde ihtiyati haciz aşamasında yakalama şerhi konulamayacağı yönünde içtihat geliştirmiştir:

– Kayseri BAM 5. HD, 2022/1820 E., 2022/1736 K. sayılı kararında, ihtiyati haciz kararına dayanılarak sicile kayıtlı araçlara konulan yakalama şerhinin, İİK m. 264/5 uyarınca ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmediği ve satış istenemeyeceği gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiştir.³

– Kayseri BAM 5. HD, 2024/472 E., 2024/479 K. sayılı kararında da benzer şekilde, ihtiyati haciz kararının tedbir niteliğini aşan yakalama şerhinin kaldırılması gerektiği belirtilmiş, icra takibinin kesinleşmemesi ve satış aşamasına geçilmemesi nedeniyle yakalama işleminin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.⁴

– Adana BAM 10. HD, 2024/1728 E., 2024/2399 K. sayılı kararında, Adalet Bakanlığı’nın 03.11.2023 tarihli yazısında yer alan “yakalama konulmasına yönelik açık bir yasak bulunmadığı” yönündeki değerlendirmeye rağmen, Yargıtay 12. HD’nin 2022/13831 E., 2023/5379 K. ve 2024/432 E., 2024/5207 K. sayılı kararlarına atıfla, ihtiyati haczin geçici bir koruma tedbiri olduğu ve satışa yönelik işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır.⁵

– Erzurum BAM 5. HD, 2024/1072 E., 2024/656 K. sayılı kararında da, ihtiyati haciz aşamasında satış ve muhafaza işlemlerinin yapılamayacağı, bu işlemlerin alacağın tahsiline yönelik olduğu ve geçici koruma tedbirleri kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir.⁶

– Yargıtay 12. HD, 2024/3420 E., 2024/4961 K. sayılı kararında ise, hacizli taşınır malların muhafaza şekline ilişkin kararların temyiz kabiliyeti bulunmadığı belirtilmiş, bu tür kararların kesin nitelikte olduğu ifade edilmiştir.⁷

4. Uygulamada Ortaya Çıkan Sorunlar ve Adalet Bakanlığı Görüşünün Değerlendirilmesi

Uygulamada, ihtiyati haciz kararının infazı sırasında sicile kayıtlı motorlu kara araçlarına yakalama (trafikten men) şerhi konulması sıklıkla talep edilmekte, ancak bu talebin hukuki dayanağı tartışmalıdır. Bu bağlamda, Adalet Bakanlığı İcra İşleri Dairesi Başkanlığı’nın 03.11.2023 tarihli ve 86420598-392/10410 sayılı yazısında yer alan değerlendirme dikkat çekicidir. Söz konusu yazıda özetle:

– İhtiyati haciz kararının infazı sırasında yakalama şerhi konulmasına ilişkin İcra ve İflas Kanunu’nda açık bir yasak bulunmadığı,

– Bu nedenle, ihtiyati haciz kararına dayalı olarak yakalama şerhi konulmasının mümkün olduğu,

– İcra müdürlüğünün bu işlemi yapmamasının denetim merciinin icra hukuk mahkemesi olduğu ifade edilmiştir.

Ancak bu görüş, Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları ile çelişmektedir. Zira Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.12.2021 tarihli kararında açıkça belirtildiği üzere, ihtiyati haciz sahibi alacaklı, haciz kesin hacze dönüşmedikçe satış isteyemez.⁹

Bu durumda, İİK m. 106/4’te öngörülen muhafaza ve satış talebinin birlikte yapılması zorunluluğu yerine getirilemeyeceğinden, muhafaza işlemi yapılamayacak, dolayısıyla yakalama şerhi de konulamayacaktır.

Nitekim Kayseri BAM 5. HD’nin 2022/1820 E., 2022/1736 K. ve 2024/472 E., 2024/479 K. sayılı kararlarında da, ihtiyati haciz kararına dayanılarak konulan yakalama şerhinin, satış talebiyle birlikte yapılması gereken muhafaza işlemi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir.¹⁰

Adana BAM 10. HD’nin 2024/1728 E., 2024/2399 K. sayılı kararında da, Adalet Bakanlığı’nın yukarıda anılan yazısına atıf yapılmış; ancak Yargıtay 12. HD’nin 2022/13831 E., 2023/5379 K. ve 2024/432 E., 2024/5207 K. sayılı kararları doğrultusunda, ihtiyati haczin geçici bir koruma tedbiri olduğu ve satışa yönelik işlemlerin yapılamayacağı vurgulanarak, yakalama şerhinin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.¹¹

Bu bağlamda, Adalet Bakanlığı’nın görüşü, uygulamada bir yorum farklılığına işaret etse de, bağlayıcı yargı kararları karşısında sınırlı etkiye sahiptir. Zira yargı kararları, İİK m. 106/4’ün ihtiyati haciz aşamasında uygulanamayacağını ve bu nedenle yakalama şerhi konulamayacağını açıkça ortaya koymaktadır.

5. Sonuç ve Değerlendirme

İcra ve İflas Kanunu’nun 261. maddesi uyarınca ihtiyati haczin infazında haciz hükümleri uygulanmakta ise de, sicile kayıtlı motorlu kara araçları bakımından İİK m. 106/4’te öngörülen muhafaza ve satış talebinin birlikte yapılması zorunluluğu, ihtiyati haciz aşamasında yerine getirilememektedir. Zira bu aşamada satış talebinde bulunulması mümkün değildir. Bu nedenle, ihtiyati haciz aşamasında sicile kayıtlı motorlu kara araçlarına yakalama şerhi konulması hukuken mümkün değildir.

Bu değerlendirme, hem kanun hükümleri hem de Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları ile uyumludur. Uygulamada farklı görüşler bulunsa da, mevcut yasal düzenlemeler ve yüksek yargı kararları dikkate alındığında, ihtiyati haciz aşamasında yakalama şerhi konulmaması gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Faydalı olması dilek ve temennilerimle…

————–
1.İcra ve İflas Kanunu m. 261, m. 88/2-son cümle, m. 106/4, m. 264/5
2.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 21.12.2021, E:2018/12-14, K:2021/1723.
3.Kayseri BAM 5.HD,2022/1820E.,2022/1736 K.
4.Kayseri BAM 5. HD, 2024/472 E.,2024/479 K.
5.Adana BAM 10. HD, 2024/1728 E., 2024/2399 K.
6.Erzurum BAM 5.HD,2024/1072E.,2024/656K.
7.Yargıtay 12. HD, 2024/3420 E., 2024/4961 K.
8.Adalet Bakanlığı İcra İşleri Dairesi Başkanlığı, 03.11.2023 tarihli ve 86420598-392/10410 sayılı yazı.
9.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 21.12.2021, E:2018/12-14, K:2021/1723.
10.Kayseri BAM 5. HD, 2022/1820 E., 2022/1736 K.; 2024/472 E., 2024/479 K.
11.Adana BAM 10. HD, 2024/1728 E., 2024/2399 K.

​1. Giriş

İhtiyati haciz, alacaklının alacağını güvence altına almak amacıyla başvurduğu geçici bir hukuki koruma tedbiridir. Bu tedbir, borçlunun malvarlığını kaçırmasını önlemeye yönelik olup, alacaklının ileride açacağı veya açmış olduğu davada alacağını tahsil edebilmesini teminat altına almayı amaçlar. İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 261. maddesi uyarınca ihtiyati haczin infazı, haciz hükümlerine göre yürütülmektedir. Ancak özellikle sicile kayıtlı motorlu kara araçları bakımından muhafaza ve yakalama işlemleri ile ilgili uygulamada tereddütler doğmakta, bu konuda farklı görüşler ileri sürülmektedir. Bu çalışmada, İİK m. 261’in göndermesiyle birlikte 88/2-son cümle ve 106/4. maddeleri dikkate alınarak, ihtiyati haciz aşamasında yakalama şerhi konulup konulamayacağı sorunu, güncel yargı kararları ışığında değerlendirilecektir.

2. Mevzuat Hükümleri Çerçevesinde Değerlendirme

İİK m. 261 hükmü gereğince, ihtiyati haczin infazında aynı Kanun’un 79 ila 99. maddeleri arasında yer alan haciz hükümleri uygulanır. Bu maddeler arasında yer alan 88. maddenin ikinci fıkrasının son cümlesinde, “sicile kayıtlı motorlu kara taşıtları hakkında 106. madde hükümleri saklıdır” denilerek, bu tür mallar bakımından özel bir düzenlemeye işaret edilmiştir.

İİK m. 106/4 hükmü ise şu şekildedir:

“Sicile kayıtlı motorlu kara taşıtları hakkında muhafaza, kıymet takdiri ve satış talebi birlikte yapılır ve bu taleplere ilişkin giderler birlikte ve peşin olarak yatırılır.”¹
Bu düzenleme, sicile kayıtlı araçlar bakımından muhafaza işleminin satış talebiyle birlikte yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Ancak ihtiyati haciz, henüz kesin hacze dönüşmemiş bir koruma tedbiri olduğundan, bu aşamada satış talebinde bulunulması mümkün değildir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.12.2021 tarihli kararında da açıkça belirtildiği üzere, “ihtiyati haciz sahibi alacaklı, haciz kesin hacze dönüşmedikçe satış isteyemez.”²

Bu nedenle, İİK m. 106/4’teki muhafaza ve satış talebinin birlikte yapılması zorunluluğu, ihtiyati haciz aşamasında yerine getirilemeyeceğinden, bu aşamada muhafaza işlemi yapılamayacağı gibi, yakalama şerhi konulması da hukuken mümkün değildir.

3. Yargı Kararları Işığında Değerlendirme

Yargı kararları da bu konuda istikrarlı bir şekilde ihtiyati haciz aşamasında yakalama şerhi konulamayacağı yönünde içtihat geliştirmiştir:

– Kayseri BAM 5. HD, 2022/1820 E., 2022/1736 K. sayılı kararında, ihtiyati haciz kararına dayanılarak sicile kayıtlı araçlara konulan yakalama şerhinin, İİK m. 264/5 uyarınca ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmediği ve satış istenemeyeceği gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiştir.³

– Kayseri BAM 5. HD, 2024/472 E., 2024/479 K. sayılı kararında da benzer şekilde, ihtiyati haciz kararının tedbir niteliğini aşan yakalama şerhinin kaldırılması gerektiği belirtilmiş, icra takibinin kesinleşmemesi ve satış aşamasına geçilmemesi nedeniyle yakalama işleminin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.⁴

– Adana BAM 10. HD, 2024/1728 E., 2024/2399 K. sayılı kararında, Adalet Bakanlığı’nın 03.11.2023 tarihli yazısında yer alan “yakalama konulmasına yönelik açık bir yasak bulunmadığı” yönündeki değerlendirmeye rağmen, Yargıtay 12. HD’nin 2022/13831 E., 2023/5379 K. ve 2024/432 E., 2024/5207 K. sayılı kararlarına atıfla, ihtiyati haczin geçici bir koruma tedbiri olduğu ve satışa yönelik işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır.⁵

– Erzurum BAM 5. HD, 2024/1072 E., 2024/656 K. sayılı kararında da, ihtiyati haciz aşamasında satış ve muhafaza işlemlerinin yapılamayacağı, bu işlemlerin alacağın tahsiline yönelik olduğu ve geçici koruma tedbirleri kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir.⁶

– Yargıtay 12. HD, 2024/3420 E., 2024/4961 K. sayılı kararında ise, hacizli taşınır malların muhafaza şekline ilişkin kararların temyiz kabiliyeti bulunmadığı belirtilmiş, bu tür kararların kesin nitelikte olduğu ifade edilmiştir.⁷

4. Uygulamada Ortaya Çıkan Sorunlar ve Adalet Bakanlığı Görüşünün Değerlendirilmesi

Uygulamada, ihtiyati haciz kararının infazı sırasında sicile kayıtlı motorlu kara araçlarına yakalama (trafikten men) şerhi konulması sıklıkla talep edilmekte, ancak bu talebin hukuki dayanağı tartışmalıdır. Bu bağlamda, Adalet Bakanlığı İcra İşleri Dairesi Başkanlığı’nın 03.11.2023 tarihli ve 86420598-392/10410 sayılı yazısında yer alan değerlendirme dikkat çekicidir. Söz konusu yazıda özetle:

– İhtiyati haciz kararının infazı sırasında yakalama şerhi konulmasına ilişkin İcra ve İflas Kanunu’nda açık bir yasak bulunmadığı,

– Bu nedenle, ihtiyati haciz kararına dayalı olarak yakalama şerhi konulmasının mümkün olduğu,

– İcra müdürlüğünün bu işlemi yapmamasının denetim merciinin icra hukuk mahkemesi olduğu ifade edilmiştir.

Ancak bu görüş, Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları ile çelişmektedir. Zira Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.12.2021 tarihli kararında açıkça belirtildiği üzere, ihtiyati haciz sahibi alacaklı, haciz kesin hacze dönüşmedikçe satış isteyemez.⁹

Bu durumda, İİK m. 106/4’te öngörülen muhafaza ve satış talebinin birlikte yapılması zorunluluğu yerine getirilemeyeceğinden, muhafaza işlemi yapılamayacak, dolayısıyla yakalama şerhi de konulamayacaktır.

Nitekim Kayseri BAM 5. HD’nin 2022/1820 E., 2022/1736 K. ve 2024/472 E., 2024/479 K. sayılı kararlarında da, ihtiyati haciz kararına dayanılarak konulan yakalama şerhinin, satış talebiyle birlikte yapılması gereken muhafaza işlemi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir.¹⁰

Adana BAM 10. HD’nin 2024/1728 E., 2024/2399 K. sayılı kararında da, Adalet Bakanlığı’nın yukarıda anılan yazısına atıf yapılmış; ancak Yargıtay 12. HD’nin 2022/13831 E., 2023/5379 K. ve 2024/432 E., 2024/5207 K. sayılı kararları doğrultusunda, ihtiyati haczin geçici bir koruma tedbiri olduğu ve satışa yönelik işlemlerin yapılamayacağı vurgulanarak, yakalama şerhinin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.¹¹

Bu bağlamda, Adalet Bakanlığı’nın görüşü, uygulamada bir yorum farklılığına işaret etse de, bağlayıcı yargı kararları karşısında sınırlı etkiye sahiptir. Zira yargı kararları, İİK m. 106/4’ün ihtiyati haciz aşamasında uygulanamayacağını ve bu nedenle yakalama şerhi konulamayacağını açıkça ortaya koymaktadır.

5. Sonuç ve Değerlendirme

İcra ve İflas Kanunu’nun 261. maddesi uyarınca ihtiyati haczin infazında haciz hükümleri uygulanmakta ise de, sicile kayıtlı motorlu kara araçları bakımından İİK m. 106/4’te öngörülen muhafaza ve satış talebinin birlikte yapılması zorunluluğu, ihtiyati haciz aşamasında yerine getirilememektedir. Zira bu aşamada satış talebinde bulunulması mümkün değildir. Bu nedenle, ihtiyati haciz aşamasında sicile kayıtlı motorlu kara araçlarına yakalama şerhi konulması hukuken mümkün değildir.

Bu değerlendirme, hem kanun hükümleri hem de Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları ile uyumludur. Uygulamada farklı görüşler bulunsa da, mevcut yasal düzenlemeler ve yüksek yargı kararları dikkate alındığında, ihtiyati haciz aşamasında yakalama şerhi konulmaması gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Faydalı olması dilek ve temennilerimle…

————–
1.İcra ve İflas Kanunu m. 261, m. 88/2-son cümle, m. 106/4, m. 264/5
2.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 21.12.2021, E:2018/12-14, K:2021/1723.
3.Kayseri BAM 5.HD,2022/1820E.,2022/1736 K.
4.Kayseri BAM 5. HD, 2024/472 E.,2024/479 K.
5.Adana BAM 10. HD, 2024/1728 E., 2024/2399 K.
6.Erzurum BAM 5.HD,2024/1072E.,2024/656K.
7.Yargıtay 12. HD, 2024/3420 E., 2024/4961 K.
8.Adalet Bakanlığı İcra İşleri Dairesi Başkanlığı, 03.11.2023 tarihli ve 86420598-392/10410 sayılı yazı.
9.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 21.12.2021, E:2018/12-14, K:2021/1723.
10.Kayseri BAM 5. HD, 2022/1820 E., 2022/1736 K.; 2024/472 E., 2024/479 K.
11.Adana BAM 10. HD, 2024/1728 E., 2024/2399 K. Hukuki Haber

Haberin Alıntılandığı Kaynak: www.hukukihaber.net

Shares: