10. Yargı Paketi nihayet açıklandı; ancak bu teklif metninin içeriği sadece, ikinci kez mükerrir olup tüm cezasını fiilen infaz eden hükümlüler ve özel infaz usullerinin uygulanması şartları yönünden lehe gelişme sağladı. Ayrıca aşağıda, kamuoyunda çokça merak edilip 31 Temmuz Yasası olarak bilinen düzenlemenin akıbeti hakkında da kısa açıklama yapılacaktır.
Teklif metninin infaza dair düzenlemeleri özetle şu şekildedir:
I- İkinci Kez Mükerrirlere Koşullu Salıverilme, Denetimli Serbestlik ve Açık Cezaevi İmkanı Verilecektir.
İkinci kez mükerrirlerin koşullu salıverilme yasağı kaldırılacak olup, iyi halli olan ve cezasının 3/4’ünü infaz eden hükümlüler koşullu salıverilebilecektir. Bu düzenleme kabul edilirse 19.800 hükümlünün tahliyesinin gündeme geleceği belirtilmektedir. Ayrıca bu düzenleme, artık ikinci kez mükerrirlerin de açık cezaevine ayrılabilmesine ve denetimli serbestlikten faydalanmasına imkan sağlayacak. Çünkü bu hükümlüler, koşullu salıverilmelerinin yasak olması sebebiyle açığa ayrılma ve denetimli serbestlikten faydalanamamakta idi.
II- 31 Temmuz Yasası Değişikliğinin, 10. Yargı Paketinin Kapsamına Alınmayacağı Görülmektedir.
Kamuoyunda 31 Temmuz Yasası olarak bilinen 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un Geçici 10. maddesi ile ilgili bir düzenlemeye teklifte yer verilmemiştir. Bu muhtemel değişiklikle, yaklaşık 55.000 hükümlünün tahliyesi beklenmekte idi. Yapılan açıklama incelendiğinde; yargı paketlerinin devamının geleceği anlaşılmaktadır, ancak bunun zamanı ve kapsamı ile ilgili şimdiden bir belirleme yapmak mümkün değildir. Bu konu ile ilgili uygulama sorunlarını birçok yazımızda dile getirmiştik, en kısa sürede bu konu ile ilgili yasal değişiklik yapılmasında zorunluluk olduğu kanaatindeyiz.
Belki son anda Mecliste 31 Temmuz Yasası ile ilgili Teklife bir ekleme yapılabilir, çünkü ortada devam eden birçok mağduriyet ve eşitsizlik var, buna Sayın Meclis sebebiyet verdi, bu nedenle Sayın Meclisin bu mağduriyetleri ve eşitsizlikleri ivedilikle ortadan kaldırması gerekmektedir.
III- Denetimli Serbestlikte Kalıcı Oransal Düzenleme Yapılacak.
5275 sayılı Kanunun denetimli serbestliği düzenleyen 105/A maddesine kalıcı bir değişiklik getirileceği; buna göre, maddenin yürürlükten tarihten sonra işlenen suçlar yönünden uygulanmak kaydıyla, az ceza alan hükümlülerin de 5 günden az olmamak üzere ceza infaz kurumlarına gitmesi gerekeceği anlaşılmaktadır. Maktu denetimli serbestlik süresi 1 yıl olmaya devam edecektir, ancak her hükümlü ceza miktarına göre belirli bir süreyi cezaevinde geçirecektir. Teklifte bu süre, hükümlünün koşullu salıverilmesi için infazı gereken sürenin 1/10’u olarak belirlenmiştir.
Örneğin; kasıtlı bir suçtan 1 yıl ceza alan hükümlüye 1/2 koşullu salıverilme süresi uygulandığında, 6 ay (+2 gün) bakiye infazı kalmaktadır. Şu an bu hükümlü; kasıtlı suçtan aldığı cezası 3 yılın altında olduğu için doğrudan açık cezaevine alındığından ve denetimli serbestliğine de 1 yıldan az süre kaldığından, infazı gereken süre olmaksızın denetimli serbestlikten faydalanabilmektedir. Yeni düzenlemeden sonra işlenecek suçlarda ise; denetimli serbestlikten faydalanabilmesi için, 6 ay 2 günün 1/10’u olan 18 günü açık ceza infaz kurumunda geçirdikten sonra denetimli serbestliğe ayrılabilecektir. Böylece, içeride geçirilecek sürenin artırılması ile toplumda oluşan cezasızlık algısının ortadan kaldırılması için bir düzenleme yapılmaktadır.
Düzenleme; maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra işlenen suçlardan verilen cezaların infazında uygulanacaktır, değişiklik öncesinde işlenen suçlardan verilen cezaların infazı bu aleyhe durumdan etkilenmeyecektir.
IV- Özel İnfaz Usullerinde Süre İyileştirmeleri Yapılacaktır.
Özel infaz usulleri ile ilgili olarak; gece ve haftasonu infazda azami toplam ceza sınırı artırıldığı gibi, hükümlünün durumuna göre gündüz infaz usulü de öngörülmektedir. Haftasonu veya geceleyin infazın kapsamı; kasıtlı suçlarda toplam 3 yıla, taksirle ölüme sebebiyet verme suçu hariç taksirle işlenen suçlarda toplam 5 yıla çıkarılmaktadır. Konutta infaz usulü ile ilgili olarak ise; kadın, çocuk veya 65 yaşını bitirmiş hükümlüler bakımından toplam 3 yıl, 70 yaşını bitirmiş kişiler yönünden toplam 4 yıl, 75 yaşını bitirmiş kişiler yönünden toplam 5 yıl, 80 yaşını bitirmiş kişiler yönünden toplam 6 yıl hapis cezasının konutta infazına karar verilebilecektir. Bu süreler; doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçen, ancak 1 yıl 6 ayı geçmeyen kadın hükümlüler yönünden toplam 5 yıl olarak düzenlenmektedir.
Ağır hastalık ve engellilik nedeniyle konutta infaz usulünün kapsamı ise oldukça fazla genişletilmektedir. Buna göre; adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlüler ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olanlar hariç, hasta veya engelli olmaları nedeniyle cezaevinde tek başına yaşamını sürdüremeyeceği 5275 sayılı İnfaz Kanunu m.16/3’de düzenlenen usule göre tespit edilen hükümlüler hakkında konutta infaz kararı verilebilecektir. Hükümlünün sağlık durumu birer yıllık sürelerle denetlenecek, iyileşmesi halinde konutta infaz kararı kaldırılacaktır. Ayrıca hükümlü, denetimli serbestlik müdürlüğü ve bulunduğu yer kolluk makamı tarafından izlenecektir. Bu durumda olan hükümlünün toplam cezası 10 yılın üzerinde ise, elektronik cihaz yoluyla takip edilecektir. Hükümlü yükümlülük ihlali yaparsa, konutta infaz kararı kaldırılacaktır.
Cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesine karar verilenler hakkında denetimli serbestlik tedbiri yasağı kaldırılmaktadır.
Son olarak; denetimli serbestlikte iken yükümlülüklerini ihlal eden veya 105/A maddesinin 7. fıkrasında belirtildiği üzere denetimli serbestlikte iken kasıtlı ve alt sınırı 1 yıl veya daha fazla olan suç işleyip de hakkında kamu davası açılması sebebiyle açık cezaevine gönderilen hükümlüler, m.110/3 ve 4’de düzenlenen ağır hastalık, engellilik, doğum sebepleri dışında, özel infaz usullerinden faydalanamayacaklardır.
V- Çocuk Hükümlülerin ve Tutukluların Barındırılacağı Kurumlarla İlgili Yeni Düzenleme Yapılacaktır.
Çocuk hükümlülerin cezalarının infazına önce çocuk kapalı ceza infaz kurumlarında başlanması, iyi hal değerlendirmesine göre daha sonra çocuk eğitimevlerine gönderilmeleri öngörülmektedir. Kasıtlı suçlarda 3 yıl, taksirli suçlarda ise 5 yıl veya daha az ceza alan çocuklar doğrudan eğitimevlerinde kalabilecektir. Böylece kanun koyucunun; suçlarda vasıta olarak kullanılan ve suç işlemeye meyilli çocuklara özel önem vermeye başladığı, bilhassa silahlı suç örgütleri tarafından suça sürüklenen çocukların kullanılmasının önüne geçmeyi hedeflediği görülmektedir.
Uygun şartları taşıyan bazı çocuk tutukluların da eğitimevlerinde barındırılabileceği, ancak güvenlik nedeniyle riskli görülenlerin hariç tutulacağı belirtilmektedir. Tehlikeli olduğu, delil karartma tehlikesi bulunduğu değerlendirilen, soruşturmanın veya kovuşturmanın amacını veya tutukevinin güvenliğini tehlikeye düşüren veya suçun tekrarına imkan verecek davranışlarda bulunan çocuk tutuklular hariç olmak üzere, üst sınırı onbeş yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda çocuk tutuklular, idare ve gözlem kurulunun kararı ve infaz hakiminin onayıyla çocuk eğitimevlerinde barındırılabilecektir. Çocuk eğitimevlerinde barındırılma şartlarını kaybeden çocuk tutuklular, idare ve gözlem kurulu kararıyla kapalı ceza infaz kurumlarına gönderileceklerdir.
Prof. Dr. Ersan Şen
Av. Beyza Başer Berkün
(Bu makale, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi makalenin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan makalenin bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)
>> Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TAM METİN İÇİN TIKLAYINIZ
10. Yargı Paketi nihayet açıklandı; ancak bu teklif metninin içeriği sadece, ikinci kez mükerrir olup tüm cezasını fiilen infaz eden hükümlüler ve özel infaz usullerinin uygulanması şartları yönünden lehe gelişme sağladı. Ayrıca aşağıda, kamuoyunda çokça merak edilip 31 Temmuz Yasası olarak bilinen düzenlemenin akıbeti hakkında da kısa açıklama yapılacaktır.
Teklif metninin infaza dair düzenlemeleri özetle şu şekildedir:
I- İkinci Kez Mükerrirlere Koşullu Salıverilme, Denetimli Serbestlik ve Açık Cezaevi İmkanı Verilecektir.
İkinci kez mükerrirlerin koşullu salıverilme yasağı kaldırılacak olup, iyi halli olan ve cezasının 3/4’ünü infaz eden hükümlüler koşullu salıverilebilecektir. Bu düzenleme kabul edilirse 19.800 hükümlünün tahliyesinin gündeme geleceği belirtilmektedir. Ayrıca bu düzenleme, artık ikinci kez mükerrirlerin de açık cezaevine ayrılabilmesine ve denetimli serbestlikten faydalanmasına imkan sağlayacak. Çünkü bu hükümlüler, koşullu salıverilmelerinin yasak olması sebebiyle açığa ayrılma ve denetimli serbestlikten faydalanamamakta idi.
II- 31 Temmuz Yasası Değişikliğinin, 10. Yargı Paketinin Kapsamına Alınmayacağı Görülmektedir.
Kamuoyunda 31 Temmuz Yasası olarak bilinen 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un Geçici 10. maddesi ile ilgili bir düzenlemeye teklifte yer verilmemiştir. Bu muhtemel değişiklikle, yaklaşık 55.000 hükümlünün tahliyesi beklenmekte idi. Yapılan açıklama incelendiğinde; yargı paketlerinin devamının geleceği anlaşılmaktadır, ancak bunun zamanı ve kapsamı ile ilgili şimdiden bir belirleme yapmak mümkün değildir. Bu konu ile ilgili uygulama sorunlarını birçok yazımızda dile getirmiştik, en kısa sürede bu konu ile ilgili yasal değişiklik yapılmasında zorunluluk olduğu kanaatindeyiz.
Belki son anda Mecliste 31 Temmuz Yasası ile ilgili Teklife bir ekleme yapılabilir, çünkü ortada devam eden birçok mağduriyet ve eşitsizlik var, buna Sayın Meclis sebebiyet verdi, bu nedenle Sayın Meclisin bu mağduriyetleri ve eşitsizlikleri ivedilikle ortadan kaldırması gerekmektedir.
III- Denetimli Serbestlikte Kalıcı Oransal Düzenleme Yapılacak.
5275 sayılı Kanunun denetimli serbestliği düzenleyen 105/A maddesine kalıcı bir değişiklik getirileceği; buna göre, maddenin yürürlükten tarihten sonra işlenen suçlar yönünden uygulanmak kaydıyla, az ceza alan hükümlülerin de 5 günden az olmamak üzere ceza infaz kurumlarına gitmesi gerekeceği anlaşılmaktadır. Maktu denetimli serbestlik süresi 1 yıl olmaya devam edecektir, ancak her hükümlü ceza miktarına göre belirli bir süreyi cezaevinde geçirecektir. Teklifte bu süre, hükümlünün koşullu salıverilmesi için infazı gereken sürenin 1/10’u olarak belirlenmiştir.
Örneğin; kasıtlı bir suçtan 1 yıl ceza alan hükümlüye 1/2 koşullu salıverilme süresi uygulandığında, 6 ay (+2 gün) bakiye infazı kalmaktadır. Şu an bu hükümlü; kasıtlı suçtan aldığı cezası 3 yılın altında olduğu için doğrudan açık cezaevine alındığından ve denetimli serbestliğine de 1 yıldan az süre kaldığından, infazı gereken süre olmaksızın denetimli serbestlikten faydalanabilmektedir. Yeni düzenlemeden sonra işlenecek suçlarda ise; denetimli serbestlikten faydalanabilmesi için, 6 ay 2 günün 1/10’u olan 18 günü açık ceza infaz kurumunda geçirdikten sonra denetimli serbestliğe ayrılabilecektir. Böylece, içeride geçirilecek sürenin artırılması ile toplumda oluşan cezasızlık algısının ortadan kaldırılması için bir düzenleme yapılmaktadır.
Düzenleme; maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra işlenen suçlardan verilen cezaların infazında uygulanacaktır, değişiklik öncesinde işlenen suçlardan verilen cezaların infazı bu aleyhe durumdan etkilenmeyecektir.
IV- Özel İnfaz Usullerinde Süre İyileştirmeleri Yapılacaktır.
Özel infaz usulleri ile ilgili olarak; gece ve haftasonu infazda azami toplam ceza sınırı artırıldığı gibi, hükümlünün durumuna göre gündüz infaz usulü de öngörülmektedir. Haftasonu veya geceleyin infazın kapsamı; kasıtlı suçlarda toplam 3 yıla, taksirle ölüme sebebiyet verme suçu hariç taksirle işlenen suçlarda toplam 5 yıla çıkarılmaktadır. Konutta infaz usulü ile ilgili olarak ise; kadın, çocuk veya 65 yaşını bitirmiş hükümlüler bakımından toplam 3 yıl, 70 yaşını bitirmiş kişiler yönünden toplam 4 yıl, 75 yaşını bitirmiş kişiler yönünden toplam 5 yıl, 80 yaşını bitirmiş kişiler yönünden toplam 6 yıl hapis cezasının konutta infazına karar verilebilecektir. Bu süreler; doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçen, ancak 1 yıl 6 ayı geçmeyen kadın hükümlüler yönünden toplam 5 yıl olarak düzenlenmektedir.
Ağır hastalık ve engellilik nedeniyle konutta infaz usulünün kapsamı ise oldukça fazla genişletilmektedir. Buna göre; adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlüler ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olanlar hariç, hasta veya engelli olmaları nedeniyle cezaevinde tek başına yaşamını sürdüremeyeceği 5275 sayılı İnfaz Kanunu m.16/3’de düzenlenen usule göre tespit edilen hükümlüler hakkında konutta infaz kararı verilebilecektir. Hükümlünün sağlık durumu birer yıllık sürelerle denetlenecek, iyileşmesi halinde konutta infaz kararı kaldırılacaktır. Ayrıca hükümlü, denetimli serbestlik müdürlüğü ve bulunduğu yer kolluk makamı tarafından izlenecektir. Bu durumda olan hükümlünün toplam cezası 10 yılın üzerinde ise, elektronik cihaz yoluyla takip edilecektir. Hükümlü yükümlülük ihlali yaparsa, konutta infaz kararı kaldırılacaktır.
Cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesine karar verilenler hakkında denetimli serbestlik tedbiri yasağı kaldırılmaktadır.
Son olarak; denetimli serbestlikte iken yükümlülüklerini ihlal eden veya 105/A maddesinin 7. fıkrasında belirtildiği üzere denetimli serbestlikte iken kasıtlı ve alt sınırı 1 yıl veya daha fazla olan suç işleyip de hakkında kamu davası açılması sebebiyle açık cezaevine gönderilen hükümlüler, m.110/3 ve 4’de düzenlenen ağır hastalık, engellilik, doğum sebepleri dışında, özel infaz usullerinden faydalanamayacaklardır.
V- Çocuk Hükümlülerin ve Tutukluların Barındırılacağı Kurumlarla İlgili Yeni Düzenleme Yapılacaktır.
Çocuk hükümlülerin cezalarının infazına önce çocuk kapalı ceza infaz kurumlarında başlanması, iyi hal değerlendirmesine göre daha sonra çocuk eğitimevlerine gönderilmeleri öngörülmektedir. Kasıtlı suçlarda 3 yıl, taksirli suçlarda ise 5 yıl veya daha az ceza alan çocuklar doğrudan eğitimevlerinde kalabilecektir. Böylece kanun koyucunun; suçlarda vasıta olarak kullanılan ve suç işlemeye meyilli çocuklara özel önem vermeye başladığı, bilhassa silahlı suç örgütleri tarafından suça sürüklenen çocukların kullanılmasının önüne geçmeyi hedeflediği görülmektedir.
Uygun şartları taşıyan bazı çocuk tutukluların da eğitimevlerinde barındırılabileceği, ancak güvenlik nedeniyle riskli görülenlerin hariç tutulacağı belirtilmektedir. Tehlikeli olduğu, delil karartma tehlikesi bulunduğu değerlendirilen, soruşturmanın veya kovuşturmanın amacını veya tutukevinin güvenliğini tehlikeye düşüren veya suçun tekrarına imkan verecek davranışlarda bulunan çocuk tutuklular hariç olmak üzere, üst sınırı onbeş yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda çocuk tutuklular, idare ve gözlem kurulunun kararı ve infaz hakiminin onayıyla çocuk eğitimevlerinde barındırılabilecektir. Çocuk eğitimevlerinde barındırılma şartlarını kaybeden çocuk tutuklular, idare ve gözlem kurulu kararıyla kapalı ceza infaz kurumlarına gönderileceklerdir.
Prof. Dr. Ersan Şen
Av. Beyza Başer Berkün
(Bu makale, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi makalenin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan makalenin bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)
>> Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TAM METİN İÇİN TIKLAYINIZ Hukuki Haber
Haberin Alıntılandığı Kaynak: www.hukukihaber.net