Konut krizinin derinleştiği, kiraların fahiş şekilde arttığı bir dönemde, ev sahibi ve kiracı arasındaki ihtilaflar da çığ gibi büyüyor. Özellikle tahliye davalarında adeta bir patlama yaşanıyor. Peki, bu kaosun hukuki boyutu nedir? Kim haklı, kim haksız? Bir avukat olarak sahada en çok karşılaştığım sorular üzerinden süreci birlikte değerlendirelim.
1. Ev Sahibi Kiracısını Her Zaman Tahliye Edebilir mi?
Hayır. Tahliye, belirli hukuki şartlara dayanmalıdır. Ev sahibinin keyfi şekilde “çık evimden” deme hakkı yoktur. Aksi halde kiracı, yasal haklarıyla buna karşı durabilir.
2. Tahliye İçin Hangi Gerekçeler Geçerli?
Türk Borçlar Kanunu’na göre tahliye sebepleri sınırlıdır:
– Kira borcunun ödenmemesi ve bu nedenle icra takibi yapılması
– İki haklı ihtar (bir kira yılı içinde iki kez ödeme gecikmesi)
– Ev sahibinin konut ihtiyacı
– Kiracının tahliye taahhüdü vermesi
– On yıllık uzama süresi sonunda yapılan bildirim
– Kiracının, kiralananı amacı dışında kullanması
3. En Çok Tartışılan Yol: Tahliye Taahhüdü
Son dönemde en fazla dava konusu olan belge “tahliye taahhüdü”. Kiracı, genellikle sözleşme sırasında imzalatılan bu belge ile belirli bir tarihte evi boşaltmayı taahhüt ediyor. Ancak Yargıtay’ın yerleşik içtihadına göre bu taahhüdün geçerli sayılabilmesi için;
– Kira sözleşmesinden ayrı bir tarihte,
– Özgür irade ile,
– Elle imzalanmış şekilde verilmiş olması gerekiyor.
Aksi halde bu belge geçersiz sayılabilir ve tahliye davası reddedilir.
4. Mahkemeler Ne Yönde Karar Veriyor?
Yargı organları, kira dengesinin bozulduğu bu dönemde her iki tarafın da mağdur olmaması için ince eleyip sık dokuyor. Özellikle “ihtiyaç nedeniyle tahliye” gerekçesinin samimiyetini sıkı şekilde araştırıyor. Zira bazı ev sahiplerinin amacı gerçekten oturmak değil, mevcut kiracıyı çıkarıp daha yüksek bedelle yeni kiraya vermek.
Sonuç olarak, tahliye süreci, yalnızca duygusal değil aynı zamanda teknik bir meseledir. Ev sahibi olmanın hakları kadar sorumlulukları da vardır. Aynı şekilde kiracı da kendisine tanınan yasal güvenceleri bilmelidir.
Unutmayın, tahliye sürecinde doğru hukuki adımları atmak her iki taraf için de hayati önem taşır. Haklıyken haksız duruma düşmemek için, sürecin başında uzman bir avukata danışmak gerekir.
Konut krizinin derinleştiği, kiraların fahiş şekilde arttığı bir dönemde, ev sahibi ve kiracı arasındaki ihtilaflar da çığ gibi büyüyor. Özellikle tahliye davalarında adeta bir patlama yaşanıyor. Peki, bu kaosun hukuki boyutu nedir? Kim haklı, kim haksız? Bir avukat olarak sahada en çok karşılaştığım sorular üzerinden süreci birlikte değerlendirelim.
1. Ev Sahibi Kiracısını Her Zaman Tahliye Edebilir mi?
Hayır. Tahliye, belirli hukuki şartlara dayanmalıdır. Ev sahibinin keyfi şekilde “çık evimden” deme hakkı yoktur. Aksi halde kiracı, yasal haklarıyla buna karşı durabilir.
2. Tahliye İçin Hangi Gerekçeler Geçerli?
Türk Borçlar Kanunu’na göre tahliye sebepleri sınırlıdır:
– Kira borcunun ödenmemesi ve bu nedenle icra takibi yapılması
– İki haklı ihtar (bir kira yılı içinde iki kez ödeme gecikmesi)
– Ev sahibinin konut ihtiyacı
– Kiracının tahliye taahhüdü vermesi
– On yıllık uzama süresi sonunda yapılan bildirim
– Kiracının, kiralananı amacı dışında kullanması
3. En Çok Tartışılan Yol: Tahliye Taahhüdü
Son dönemde en fazla dava konusu olan belge “tahliye taahhüdü”. Kiracı, genellikle sözleşme sırasında imzalatılan bu belge ile belirli bir tarihte evi boşaltmayı taahhüt ediyor. Ancak Yargıtay’ın yerleşik içtihadına göre bu taahhüdün geçerli sayılabilmesi için;
– Kira sözleşmesinden ayrı bir tarihte,
– Özgür irade ile,
– Elle imzalanmış şekilde verilmiş olması gerekiyor.
Aksi halde bu belge geçersiz sayılabilir ve tahliye davası reddedilir.
4. Mahkemeler Ne Yönde Karar Veriyor?
Yargı organları, kira dengesinin bozulduğu bu dönemde her iki tarafın da mağdur olmaması için ince eleyip sık dokuyor. Özellikle “ihtiyaç nedeniyle tahliye” gerekçesinin samimiyetini sıkı şekilde araştırıyor. Zira bazı ev sahiplerinin amacı gerçekten oturmak değil, mevcut kiracıyı çıkarıp daha yüksek bedelle yeni kiraya vermek.
Sonuç olarak, tahliye süreci, yalnızca duygusal değil aynı zamanda teknik bir meseledir. Ev sahibi olmanın hakları kadar sorumlulukları da vardır. Aynı şekilde kiracı da kendisine tanınan yasal güvenceleri bilmelidir.
Unutmayın, tahliye sürecinde doğru hukuki adımları atmak her iki taraf için de hayati önem taşır. Haklıyken haksız duruma düşmemek için, sürecin başında uzman bir avukata danışmak gerekir. Hukuki Haber
Haberin Alıntılandığı Kaynak: www.hukukihaber.net